Mesajı Okuyun
Old 19-08-2008, 12:08   #3
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

1)5510 Sayılı yasa ile “Topluluk Sigortası” yürürlükten kaldırılmaktadır.

5510 Sayılı yasanın 108/d maddesine göre 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girecek aynı yasanın 106/1 maddesi, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar yasasının 142 ve 143 üncü, ek 36 ncı, geçici 20 nci, geçici 81 inci ve geçici 87 nci maddeleri hariç diğer maddelerini, bu arada konumuzla ilgili 506 sayılı yasanın Topluluk Sigortasına ilişkin 86 ıncı maddesini yürürlükten kaldıracaktır.

Topluluk Sigortasının yürürlükten kaldırılması ile konusuz kalacak 1136 Sayılı yasanın 186 ila 188 inci maddeleri ile 191 inci maddesi de 5510 sayılı yasanın 106/12 maddesi ile yürürlükten kaldırılacaktır.

2)Topluluk Sigortası uyarınca ödenmiş primler, 5510 Sayılı yasaya göre ödenmiş sayılacaktır.

5510 Sayılı yasa, geçici 6 ıncı maddesinin 4 üncü bendi uyarınca, 5510 sayılı yasanın yürürlük tarihinde mülga 506 sayılı yasaya göre topluluk sigortasına tâbi olanların ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil 5510 sayılı yasaya göre ödenmiş sayılacak, bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilecektir.

3)Serbest çalışan avukatların sigortalılıkları, 5510 Sayılı yasanın 4/b-1 maddesi çerçevesinde değerlendirilmektedir.

5510 sayılı yasanın geçici 1 inci maddesine göre, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu tabi olanların, yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olduğu düzenlenmesine rağmen, topluluk sigortası açısından bir başka düzenleme getirilerek, geçici 6 ıncı maddesinin 5 inci bendi uyarınca, topluluk sigortasına devam edenlerin Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında durumlarının değerlendirileceği, durumlarına uyan bent kapsamında sigortalı sayılacağı, ayrıca kendileri tarafından verilmesi gereken belgelerin en geç üç ay içinde Kuruma verilmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.

Yasanın 4 üncü maddesi, 1 inci fıkrası,
(a) bendinde “Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar” ,
(c) bendinde “Kamu idarelerinde (a) bendine tabi olmayanlardan kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ve maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananların”, sigortalılığı düzenlenmektedir.

Yasa metninden, serbest çalışan avukatlların durumuna uyan yasal düzenlemenin, m.4/1-b-1 alt bendi uyarınca ve Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefiyeti tanımına bağlı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.

(16.07.2008 tarihli, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmelik Taslağı' nın, 506 sayılı yasaya ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 6 ıncı maddesinde, “Avukat ve noterlerin yasanın 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılacakları açıkça belirtilmektedir.)

Yukarıdaki tanım, 1479 Sayılı Bağ-Kur yasasının 24 üncü maddesindeki tanım ile aynıdır.

Bilindiği gibi Avukatlar, 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanununun yürürlüğe girdiği 1971 yılından önce, bağımsız çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulmadığı bir dönemde yürürlüğe giren ( 07.07.1969 ) 1136 Sayılı yasanın 186 ıncı maddesindeki düzenleme ile sosyal güvenceye kavuşmuşlardır.

Bağ-Kur yasasının yürürlüğe girdiği tarihten sonra serbest çalışan avukatların Bağ-Kur yasası kapsamında sigortalı olması gerektiği ileri sürülmüş, ayrıca belirtilen 186 ıncı maddenin iptali için Anayasa mahkemesine müracaat edilmiş, ancak Anayasa Mahkemesi bu talebi reddetmiştir. Uzun yıllar sonra, topluluk sigortasının ortadan kaldırılması ile serbest çalışan Avukatların Bağ-Kurlularla aynı statüde sigortalı sayılacakları görülmektedir.

4)Primler

Mevcut uygulamada, Avukatlık yasasının 186 ıncı maddesi uyarınca, istisnalar haricinde, Topluluk sigortasına girilmesi mutlak zorunluluktur.

5510 sayılı yasa uyarınca da sigortalı sayılma bir zorunluluk olup, yasanın 79 uncu maddesinde, prim alınmasının ve ilgililer açısından ödenmesinin zorunluluk olduğu ve 87 inci maddesinin 1.fıkrası ( b ) bendinde yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tâbi olanlar ile bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tâbi olanların kendilerinin prim ödeme yükümlüsü olduğu açıkça belirtilmektedir.

Mevcut uygulamada Topluluk sigortasına tabi avukatlar, 506 sayılı yasanın 86 ıncı maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca, (5198 S.K m.13 ile değişik metin) malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için, aynı yasanın 78 inci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında olmak şartıyla, kendilerinin belirleyeceği miktarın % 25 ' i tutarında Topluluk sigorta primi ödemektedirler.

Yine mevcut uygulamada, Avukatlık yasasının 186 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre (İş kazaları ve meslek hastalıkları), (Hastalık) ve (Analık) sigortalarına girmek avukatın isteğine bağlıdır. Bağlı bulunulan baro ile kurum arasında protokol bulunması ve avukatın isteği üzerine (Hastalık) ve (Analık) sigortalarına da kayıt yaptırılması halinde, 506 sayılı yasanın 73 üncü maddesindeki prim oranları esas alınarak, Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi için sigortalının kazancının % 20 si, Hastalık sigortası primi için % 11'i, Analık sigortası primi için ise % 1'i olmak üzere, sigortalı kazancının toplam % 32 ' si tutarında prim ödenmektedir.

5510 Sayılı yasa düzenlemesinde ise yasanın 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılar, genel sağlık sigortalısı da sayılmaktadır. ( m.60/1-a-2 ) Bu durum, isteğe bağlı olmayıp, bir zorunluluktur.

Yasanın 81/g maddesinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların 81 inci maddenin (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden prim ödeyecekleri düzenlenmiştir.

Buna göre,

-Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20 ' sidir. ( m.81/1-a)

-Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1 ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. ( m.81/1-c )

-Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın % 12,5 udur. ( m.81/1-f )

Sonuç olarak, % 33,5 ila % 39 arasında bir orana ulaşılmaktadır.

Sağlık yardımlarından yararlananlar için dahi getirilen oransal ek külfet bir yana, önceki yasa uygulamasında bulunan, prime esas kazancın alt ve üst limitleri arasında olmak kaydıyla yatırılacak olan miktarı belirleme yetkisinin, yeni düzenlemede isteğe bağlı sigortada korunurken, serbest avukatların durumunun yasanın 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi sebebiyle bu haklarından yoksun bırakılmaları eski düzenlemeye göre önemli bir fark ve mali yüktür.

Bu düzenleme biçimi, isteğe bağlı sigortanın bir alt türü olarak düzenlenmiş topluluk sigortasından gelen ve Barolar ile Sosyal Güvenlik Kuruluşu arasındaki tip sözleşmelere dayalı kazanılmış haklar ile de bağdaşmamaktadır.