Mesajı Okuyun
Old 10-12-2020, 13:47   #3
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
10 yıllık süre hak düşürücü süredir.

Olayda istisnai haller de var görünmüyor...
Yani C nin mirasçıları tapuları bu gün düzeltiriz yarın düzeltiriz diyerek hak düşürücü sürenin geçmesine neden olmamışlarsa yapacak bir şey görünmüyor..

Dava kamu düzeni ile ilgili olmadığından davalıların davayı kabul etmesi de işinizi görecektir.

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 713
b. Olağanüstü zamanaşımı
Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Böyle bir hüküm var ama bu halde de yine kadastrodan önceki bir sebebe dayanılmış olacağından .....

Bu konuda yaptığım araştırmalar çerçevesinde vermiş olduğunuz bilgilere katıldığımı belirterek ek bir hususu da izah etme gereği duyuyorum. Kadastro çalışmaları yapıldıktan hemen sonra kök murisin başka bir yeğeni 2005 yılında kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Dava reddedilmiştir. Karar 2013 yılında kesinleşmiştir. Gerekçeli kararda ise " tespit tutanaklarındaki gibi" denilerek kadastro tutanaklarına uygun biçimde tapuya tescil yapılmıştır. Bu aşamada müvekkillerim için 10 yıllık hak düşürücü süre kadastro tespitinin yapıldığı tarihten mi yoksa bu davanın kesinleştiği tarihten mi başlayacak?