Mesajı Okuyun
Old 19-02-2007, 02:41   #8
Nuriye Değer

 
Varsayılan

Zeytinliklerin özel bir durumu vardır. Delicelikler (Yabani zeytinler) aşılanmış ise mukdesat olur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. kadastro tespitine itiraz ile şerh için dava açılabilir. Mahkemece tapu beyanlar hanesine şerh verilir.
HGK KARARINI ekliyorum: Kadastro Kanunlarının amacı; taşınmaz malların tesbit günündeki geometrik ve hukuki durumlarını tesbit ederek, Medeni Kanunun öngördüğü biçimde tapu sicili kurmaktır. Kadastro Kanunları tasfiye Kanunları niteliğinde olduğundan, özel ve genel hükümlere aykırı hükümleri de
bünyesinde taşımaktadır (3402 sayılı Kadastro Kanunu 13/B, b, 15, 17. vd.
gibi).
Taşınmaz mal üzerinde bulunan ve malikine ait olmayan muhdesatın,
beyanlar hanesinde gösterilmesi de bu hükümlerden birisidir. Bu hükümle
taşınmaz üzerinde malikinden başkasına ait hakların güvence altına alınması,
tesbit tarihinden önceki dönem nedeniyle doğabilecek uyuşmazlıkların asgariye indirilmesi hedeflenmiştir.
Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi, MK.nun 919 ve 920.
maddelerinde belirtilen şahsi ve ayni hakların şerh ve tescilini neteliğinde
değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun gerekçesinde belirtildiği üzere,
muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesi eylemi durumun belirtilmesi demek olup, muhdesat sahibi yararına sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez.
Beyanların işlevi eylemli ve hukuki durumu göstermek, aleniyet ve kanıtlama
kolaylığı sağlamaktır. Muhdesatın gösterilmesi, muhdesat sahibine şartları
mevcut olduğu takdirde MK.nun 648, 650 ve 655. maddeleri uyarınca muhdesata taban arazinin temlik hakkını ayrıca izale-i şuyu davaları ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi gereğince kamulaştırma halinde muhdesat sahibinin hakkını korumayı sağlar. Muhdesat sahibinin haklarının hak düşürücü süre nedeniyle ortadan kalkması böylece önlenmiş olur.
Taşınmaz mal üzerinde bina yapılması veya ağaç dikilmesinin muhdesat
olduğu tartışmasızdır.
Deliceliklerin aşılanmak suretiyle kültür bitkisi haline dönüştürülmesi de, yeni ve evvelce mevcut olmayan bir olgudur. Zira deliceliklerin iktisadi değeri yok denecek kadar azdır. Zeytinliklerin bulunduğu arazi genelde tarıma elverişli olmayan, verimsiz topraklardır. Bu tür topraklar delikceliklerin aşılanması ile değer kazanır ve bu suretle yurt ekonomisine katkı sağlanır. Aşılı zeytin ağacının değeri, üzerinde bulunduğu zeminden fazladır. Eski hukukumuzda zeminden ayrı olarak zeytin tapuları oluşturulduğu gibi günümüzde de zeytinciliğin ıslahı ve yabani zeytinlerin aşılanması hakkındaki 3573 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu özellikleri nedeniyle, 11.6.1958 gün, 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme kararı uyarınca deliceliklerin aşılanarak zeytinlik haline getirilmesi, ihya olarak kabul edilmiştir. Genel Kurul deliceliklerin aşılanması işlemini mülkiyet hakkını kazandıran bir işlem olarak değerlendirmiştir. Deliceliklerin aşılanmasıyla niteliği tamamen değişmekte, verimsiz bitki, ürün veren hale dönüşmekte, kalıcı bir olgu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle artık var olan bir ağaçtan söz edilemez. Aşılanma suretiyle evvelce mevcut olmayan ve yeni bir durum oluşmaktadır. Kanun koyucu muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesi ilkesini kabul etmekte başkasına ait hakların güvence altına alınmasını sağlamayı amaçlamıştır. Bu yaklaşımla, aşılama işleminin muhdesat olarak kabulü amaca göre yorum kurallarının gereğidir. Öte yandan, böyle bir yorum İçtihadı Birleştirme Kararının özüne ve hedefine uygun düşer. Zira, çoğun içinde az vardır. O itibarla, deliceliklerin (yabani zeytinliklerin) aşılanması suretiyle zeytinlik hale getirilmesinin muhdesat olarak kabulü gerektiğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,.......