Mesajı Okuyun
Old 26-10-2008, 22:21   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Köy sınırları İlçe İdare Kurulu kararı ile tespit edilir.

Kadastro çalışmaları ile köy sınırlarının değiştirilmesi mümkün olmaz.

(A) köyü sınırları içinde kalan meranın (B) köyüne ait olması ve (B) köyü merası olarak sınırlandırılması mümkün olabilir. Böyle yapıldı diye idari sınır değiştirilmiş olmaz.

Bence belirttiğiniz nedenle sonuca gidilemez.

Burada önemli olan o meranın (B) köyü merası değil (A) köyü merası olduğunun ispat edilmesidir.Böyle bir dava ise hak düşürücü süreye tabi değildir.

Diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/4817

K. 2000/5223

T. 21.9.2000

• TESPİTİN İPTALİ ( Kadim Mer'aların Kadastro Tespiti Sırasında Davalı Köy Adına Tespit Edilmiş Olması )

• KAMU MALLARI ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

• MERA VE YAYLAKLAR ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

3402/m.12

ÖZET :Kamu malı niteliğini taşıyan mer'a ve yaylalarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama Kanunun 31/2 maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlandırma yoktur. Bu nedenle davanın hak düşürücü süreden reddi doğru değildir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.5.1996 gününde verilen dilekçe ile tespitin iptali, men'i müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen 13.10.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, kadim mer'aların kadastro tespiti sırasında davalı köy adına tespitinin yapıldığını, yapılan tespitin iptali ile kendi köylerine ait olduğunun belirlenmesini, ayrıca 382 parselin hudut ve yüzölçümününde yanlış yazıldığını, bir kısım mer'aların da Aydıntepe Belediyesi adına tespitinin yapıldığını, bu nedenle parselin yüzölçümününde düzeltilmesi gerektiğini belirterek davalıların elatmasının önlenmesini ve çıkan muarazanın önlenmesini istemiştir.
Mahkeme 3402 sayılı kanunun 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Dava, mer'a iddiası ile açılan aidiyet tespiti ile elatmanın ve muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir. Kamu malı niteliğini taşıyan mer'a ve yaylalarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama Kanunun 31/2 maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde 10 yıllık süre ile ilgili bir sınırlandırma yoktur. Bu nedenle davanın hak düşürücü süreden reddi doğru değildir.
Dava konusu yerin bir kısmı 14.12.1982 tarihinde Tapulama tespiti sırasında 382 parselde solkarı yaylası olarak tespiti yapılmıştır. Kadastro komisyonlarının ve mahkemelerinin mer'a ve yaylalar hakkındaki görev ve yetkileri bunların nitelikleri ile geometrik şekillerini belirlemekten ibarettir. Nitekim dava konusu 382 parsel yayla olarak tespit edilmiştir. Ayrıca davacı 382 parsel dışında bir kesim yer içinde yayla iddiasında bulunmaktadır. Bu durumda yaylanın aidiyeti nizalı olduğuna göre, işin esasına girilerek, uzman ve taraf köyler dışındaki köylerden seçilecek tarafsız mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılmalı ve davacının hak iddia ettiği yerler belirlenerek, krokisi çizdirilmeli, ayrıca 31.5.1965 gün 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Karanda gözönüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 21.9.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.