Mesajı Okuyun
Old 12-05-2009, 15:53   #2
handekumas

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2003/590
K. 2003/3845
T. 7.10.2003
� TAM YARGI DAVASI ( Davacının Eşinin Davalı İdarenin Hizmet Kusuru Nedeniyle Ölmesi İle İdare Mahkemesince Belirlenen Tazminata Eklenecek Diğer Tazminat Alacakları Hakkındaki Dava Olması )
� BİLİRKİŞİ ( Dava Konusu Olayda Bilirkişi Tarafından Belirlenen Ek Tazmin Raporuna İlişkin Davanın Süresi İçerisinde Açılmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
� DAVA AÇMA SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( İdari Eylem Hakkında Yazılı Bildirim Alınması Halinde Bu Ittıla Tarihinden İtibarın Bir Yıl ve Herhalde Beş Yıl Zamanaşımı Süresinin Bulunması )
� KUSUR ( Hizmet Kusuruna Dayalı Olarak Ortaya Çıkan Zararın Giderimi İçin Açılan Tam Yargı Davalarının Dava Açma Süresi İçerisinde Olmasının Gerekmesi )
� İDARİ EYLEM ( Hizmet Kusuruna Dayalı Olarak Ortaya Çıkan Zararın Giderimi İçin Açılan Tam Yargı Davalarının Dava Açma Süresi İçerisinde Olmasının Gerekmesi )
� ZARAR ( Dava Konusu Olayda Bilirkişi Tarafından Belirlenen Ek Tazmin Raporuna İlişkin Davanın Süresi İçerisinde Açılmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
� HAKLARIN SAKLI TUTULMASI ( Davacının Fazlaya İlişkin Haklarını Saklı Tutmuş Olması Halinde Dahi Söz Konusu Davanın Süresi İçinde Açılmış Olup Olmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
2577/m.13

ÖZET : İdari eylem ve işlemlerden doğan zararın ödenmesi isteminin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, davanın görüldüğü aşamada bilirkişi raporundan öğrenilen zararın fazlaya ilişkin kısmının bu süreler geçtikten sonra dava konusu edilemeyeceği ve anılan hüküm uyarınca idari eylemlerden doğan zararların ödenmesi, süresi içinde açılacak davalar yoluyla istenebileceğinden, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak süresi geçtikten sonra yeniden tam yargı davası açılamaz.

İstemin Özeti: Davacının eşi ...'in davalı idare kusuru nedeniyle vefat ettiğinden uğranılan zarar nedeniyle Mahkemelerinin 10.01.2002 gün ve E: 2000/613, K: 2002/34 sayılı kararıyla hükmolunan 5.000.000.000.- lira tazminata ek olarak mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu öğrenilen 12.250.468.665.- lira tutarındaki zararın olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle tazmini istemiyle açılan davada, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde idari eylemlerden hakları ihlal edilenlerin idari dava açmadan önce bu eylemlerin yazılı bildirim üzerine veya başka surette öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, istemin kısmen veya tamamının reddi halinde süresi içinde dava açılabileceğinin düzenlendiği olayda, 20.6.1999 tarihinde görevi sırasında yaşamını yitiren ...'in eşi tarafından Mahkemelerinin E: 2000/613 esasına kaydedilen ve kendisi için 5.000.000.000,- lira maddi tazminat istemli davada yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı ... için 17.250.468.665.- lira destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı ve davacının istemi ile bağlı kalarak Mahkemelerinin 10.01.2002 gün ve 2002/34 sayılı kararı ile ... için 5.000.000.000.- lira tazminata hükmedildiği, bakılan davada ise hükmedilen miktar ile bilirkişi raporuyla tespit edilen tutar arasındaki 12.250.468.665.- lira farkın tazmini istemiyle bakılan dava açıldığının anlaşıldığı, anılan hüküm uyarınca idari eylemlerden doğan zararların ödenmesi, süresi içinde açılacak davalar yoluyla istenebileceğinden, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak süresi geçtikten sonra yeniden tam yargı davası açılamayacağı nedeniyle davayı reddeden Antalya 2. İdare Mahkemesinin 17.7.2002 gün ve E: 2001/821, K: 2002/879 sayılı kararının, zararın dava konusu edilen kısmının 3.7.2001 tarihinde tebliğ edilen bilirkişi raporuyla öğrenildiği ve 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi gereğince 2.7.2002 günü açılan davanın esastan incelenmesi gerektiği öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet ÇELİK'in Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Radiye TİRYAKİ'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi kabul edilmeyerek işin gereği görüşüldü:

KARAR : İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından;

SONUÇ : Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 07.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

bu ve buna benzer kararlardan anlaşılan, dava ile talep edilen zarar miktarının daha çok olduğunun öğrenildiği günden itibaren hak düşürücü süre içerisinde ek bir dava açılabilir.

Ancak Danıştay'ın zarar şekillerine göre dğeişik kararları olabilir. Bahsi geçen davanız bedeni bir zarara mı ilişkin yoksa şirket veya başka türlü bir ticari işletmenin oluşan zararına mı ilişkin?