Mesajı Okuyun
Old 02-11-2002, 01:13   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Adalet Yerini Bulsun...

Avukatlığın amacı; “hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır”.
Ne soylu bir amaç...
Ne uzun bir tanım...
Ve gerçeğe ne kadar aykırı.
Ancak müvekkili olmayan bir avukat kendini bu amaçla yükümlü sayabilir.
“Ticari olmayan” faaliyetiyle bilgisini müvekkiline sunan bir avukatın amacı; başında ve sonunda kazandırmak ve kazanmaktır. Avukatlığın amacı; yargı yollarının ve yasaların labirentlerinde müvekkil için müvekkile kılavuzluk etmektir.
xxx
Yargıç ve yasa olacak, avukatlar da müvekkilleri için “adalet ve hakkaniyete uygun” çözümler üretecekler ki, “Adalet yerini bulsun” lafı, lafta kalmasın. Haklısı, haksızı; kazananı, yitireni... “Adalet yerini buldu” diyebilsin hep bir ağızdan.
Soyut bir sözcük “Adalet”.
“Kazanan haklıdır” Yanlış mı?
“Haklı olan kazanır” Doğru mu?
xxx
Yasaya göre yurttaş;
önce yurttaş olduğunun bilincindedir (varsayım).
Anayasal tüm hak ve ödevlerini bilir (varsayım).
Hak aramak özgürlüğünü sonuna kadar ve kolayca kullanır (varsayım).
“Yasayı bilmemek” özrüne sığınamaz (gerçek).
xxx
Yasa yoksa adalet de olmaz. Adalet yasayla birlikte somutlaşır ancak.
Yasa devletiyle Hukuk devletinde “adaletin yerini bulması” da kıyametin kopması da farklıdır.
xxx
Doktor – Hasta ilişkisinde :
- Sayın hasta yakınları, verdiğimiz ilaç hastanın baş ağrısını geçirdi. Hastamızı kaybettiğimizde başı ağrımıyordu.
Avukat-Müvekkil ilişkisinde :
- Sayın müvekkil davayı kaybettik... Ama üzülmeyin adalet yerini buldu!