Mesajı Okuyun
Old 29-03-2013, 19:01   #15
Av. Özge Çavuş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
burda yapılan hata olayların olgu gibi anlatılması.(aradaki farkı anlatacak değilim bilmeyenler açsın okusunlar) benim karşı olduğum; kişi olarak bir polisin yaptığı yada kişi olarak bir avukatın gördüğü olayların genelleme yapılarak olgulaştırılması. örneğin; polislerle alakalı sürekli olumsuz tarzda
-nedense hep
-bir elin parmağını geçmez
-herzamanki gibi
tarzında genellemelerle 275000 kişilik teşkilatın zan altında bırakılması ahlaki değil. eğer kendinizi hukuk adamı olarak görüyorsanız bu tarz sitelerde genelleme yapmak yerine şu tarihte şu saatte şu yerde şu polis merkezinden şu polis bize buna benzer durum yaptı bizde hukuki olarak gereğini yaptık dersiniz.bizde sizi alkışlarız. yoksa genelleme içeren yakınışlarınız sadece sizi bağlar bizi değil.
ayrıca beni nezakete davet eden katılımcı aşağıda misal olması açısından farazi olaylara sizinkilere benzer yorumlar yapacam bir anlamda bilinçaltınıza ayna tutacam
farazi olaylar(her ne kadar başımdan geçmiş olmasada olmadıklarının ispatı da bi o kadar zor)
1.''organ mafyasına yapılan baskında çetenin avukatı suç delillerini yok etmek için böbrekleri çöpe attı''
benim yorumum: Bunlar hep böyle ben hiç atmayanını görmedim
2.''çocuk pornocularının meşhur avukatının evinde yapılan aramada çok sayıda cd ele geçirildi.
benim yorumum: zaten çıkmayanı bir elin parmağını geçmez.
bu örnekleri uzatırda uzatırım.önemli olan benim yorumlarım.
şimdi eğer siz benim yorumlarımdan mesleki anlamda rahatsızlık duymadıysanız ben hepinizden özür dilerim.


Bir örneği, bir olayı 3-4 türevi ile beraber "olgu" haline getiremezsiniz elbet ancak insanların inatla ve azimle aynı şeyleri söylemesinin altında yatan "olguları" da atlamamak lazım. Bu ülkede polisin iyi bir ünü yoktur ve bunun nedeni de polis teşkilatına kişisel garezi olan insanların uydurdukları hikayeler değil, bizzat yaşanmış ve şahit olunmuş olaylardır. Daha bundan 30 sene önce kendi vatandaşına sistemli işkence yapan, yerde yatan insanların üzerine araba süren, karakollarda insanları "kaybeden", silahla öldürdüğü insan için savunma olarak "kendisi silahımı çekti ve kendisini öldürdü" olan, yine başka bir olayda açıklama olarak vatandaşın "elindeki telsize kafa attığını" söyleyen ve tüm bunlar olurken de devlet tarafından sistematik olarak korunan, kılına dahi zarar gelmeyen bir teşkilatı herhangi bir nedenle müdafaa etmeden önce iki defa düşünmekte fayda vardır.

Evet her meslek grubunda veya herhangi bir ortak payda ile toplanan grupta iyisi de vardır, kötüsü de ve bu kötülerden yola çıkarak genelleme yapılması yanlış olur ancak eğer ki mevzumuz polis teşkilatı ise yapılan genelleme savunmasından önce konuşulması gereken başka şeyler vardır.

Ben burada tüm avukatları temsil etmediğim gibi, avukatlar aleyhine yapılan yorumları da üstüme almam, herkes kendi davranışından sorumludur nihayetinde ancak şunu da belirtmekte fayda var, avukatların meslek etiğine, kanunlara aykırı davranmaları halinde karşılaştıkları ağır yaptırımlar vardır, bakınız soruşturma izinlerini Adalet Bakanlığı evraka gül demetleri ekleyerek verecek neredeyse, o kadar kolay ve sorunsuz çıkıyor izinler, eğer yapılan yanlış ciddi ise barolar avukatları meslekten atıyorlar. Polislere ne oluyor peki benzer durumlarda? Genelde terfi ediyorlar. Veyahut da usulen bir soruşturma açılıyor ve bir yere varılamadan konu kapanıyor. Eğer ki polis teşkilatı kendi içindeki "çürük elmaları" temizlemek adına bu kadar isteksiz ve nihavent davranıyorsa, o genellemeleri de sineye çekecekler, hiç kusura bakılmasın.

Polis teşkilatını herhangi bir nedenle savunmadan önce, buraya yazdığımdan daha fazla olan bu "olguları", olayları araştırmak ve insanların kafasındaki "polis" algısı için onları suçlamak yerine, bu algının bizzat o teşkilat tarafından yıllardan beri süregelen davranışları eliyle oluşturulduğunun kabul edilerek, ona göre bir duruş benimsemek daha faydalı olur kanaatindeyim. Hacze giden meslektaşların yaşadıkları ve buna istinaden yaptıkları değerlendirmeler de bu var olan toplumsal algıdan bağımsız düşünülemez.

Ben hiçbir ortamda yanımda polis varken kendimi güvende hissetmiyorum ve bunun sorumlusu da, bu algıyı değiştirmesi gereken de bir vatandaş veya avukat olarak ben değilim. Bunu değiştirmek için gösterilen çabalar var şüphesiz, bazı şeyler de ister istemez değişiyor ancak bu zaman alacak bir şeydir ve bu süreçte de sabır göstermesi gereken taraf vatandaş değil, polis teşkilatıdır.