Mesajı Okuyun
Old 27-11-2012, 23:15   #4
noonemins000

 
Varsayılan işinize yarayacak yargıtay kararı

Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Sadece Bu Kısım İçin Kesilir
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1891
K. 2004/11330
T. 22.11.2004
• TAZMİNAT DAVASI ( Davacıya Ait Aracın Davalı Bankanın Zilyetliğinde ve Diğer Davalı Banka Görevlilerinin Gözetimindeyken Çalınması Nedeniyle )

• KISMİ DAVA ( Zamanaşımının Yalnızca Dava Açılan Kısım için Kesilmesi-Bu Nedenle Ek Davanın Zamanaşımı Süresi Dolmadan Açılmasının Gerekmesi )

• KASKO SİGORTALI ARACIN ÇALINMASI ( Ortaya Çıkan Zarar için Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Dava Açılan Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılacak Ek Davanın Zamanaşımı Süresi İçinde Açılmasının Gerekmesi )

• ZAMANAŞIMI DEF’İ ( Aracın Çalınması Nedeniyle Sigorta Şirketine Karşı Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Sadece Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılan Ek Dava için Yapılan Zamanaşımı İtirazının Kabulünün Gerekmesi )

• ISLAH ( Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Yalnızca Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Artırılan Kısım için Zamanaşımı Süresinin Dolmamış Olmasının Gerekmesi )

1086/m.83

6762/m.1268

ÖZET : Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.04.2003 tarih ve 2000/694-2003/341 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı sigorta şirketine kasko sigortalı aracın 8.7.1999 tarihinde davalı bankanın zilyetliğinde, diğer davalı banka görevlilerinin gözetimindeyken çalındığını, davalıların araç bedelini ödemediklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000.000 TL’nin riziko tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı banka vekili, aracın zilyetliğinin ( otopark işletmecisi olmayan ) bankaya bırakılmasının söz konusu olmadığını, aracını sokağa anahtarı üzerinde olarak terk eden davacının aracın çalınmasında kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı sigorta vekili, davacı aracını üzerinde anahtarı ile birlikte güvenli olmayan, oto park olarak işletilmeyen bir yere bıraktığından zararın teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece toplanan deliller, tanık beyanları ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu aracın park edildiği banka önündeki mahalde anahtarın, üzerinde veya park yeri güvenlik görevlilerinin bulunduğu kulübedeki kutulara bırakılmasının olağan ve zorunlu olduğu, aracın davalı banka görevlilerinin gözetiminde bulunması nedeniyle davalıların zarardan birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.500.000.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek %50 ve değişen oranlarda faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 2.398.000.000 TL ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 31.8.1999′dan itibaren faizle sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

Karar, davacı, davalı banka ve sigorta vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davacı vekilinin, davalı banka vekilinin tüm ve davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı vekili, 29.5.2000 tarihli dava dilekçesinde müvekkiline ait aracın 8.7.1999 tarihinde çalındığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000.000.000 TL için kısmi dava açmış, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL’ye yükseltmiş, ıslah harcını 26.6.2002 tarihinde yatırmıştır. Davalı sigorta vekili, ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuş, mahkemece 2.500.000.000 TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Bu durumda mahkemece, ıslahla artırılan bölüm için davalı sigorta şirketinin zamanaşımı def’i konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı banka vekilinin tüm, davalı sigorta vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.220.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, Bankalar Kanunu’nun 4672 sayılı Yasa’yla değişik 14/5/c maddesi gereğince davalıdan harç alınmasına mahal olmadığına, 22.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.