Mesajı Okuyun
Old 05-06-2007, 11:51   #2
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Yaklaşık 3-4 yıl önce diyeceğim çünkü hafızamı zorlamama rağmen tam olarak olayın cereyan ettiği tarihi anımsamayı başaramadım.Zaten önemli olan tarih değil ibret verici ve bir o kadar da eğitici olan anlatacağım vakanın kendisidir. Çok sayıda meslektaşımızla beraber duruşma salonunda oturuyor ve duruşma sırasının bize gelmesini bekliyoruz;zira duruşma saatimiz çoktan gelmiş geşmiş bile.Mübaşir dışarıda bir meslektaşımızın adını bağırdı ,meslektaşımız dışarıdan büyük bir telaşla içeri girdi mahsus yerine geçti ve ayakta bekledi.Epey bir zaman geçti ki hakim baktığı dosyadan başını kaldırdı meslektaşımıza'ne duruyorsun orda dedi' Meslektaşımız da sukunetle siz çağırdınız ben de geldim dedi.Hakim bağırma tonunda bir ses tonuyla kim seni çağırdı diye hiddetlenmeye başladı.Meslektaşımız da tekrar siz çağırdınız ,mübaşir çağırdı diyorum size yine soruyorsunuz deyince hakim büyük bir öfkeyle 'terbiyesiz çık dışarı dedi' meslektaşımız bunun üzerine 'asıl terbiyesiz sizsiniz duruşma için çağırdınız dışarı çık demeye yetkiniz yok buyrun duruşmayı yapın dedi' bunun üzerine hakimin beynine kan çıktı adeta ve duruşma bekleyen bizlere dönerek'boşaltın salonu dedi' bunun üzerine biz de duruşmaların aleni olduğunu ve bizlerin de dışarı çıkmayacağını eğer bu konuda ısrar ediyorsa dışarı çıkmamız için duruşmada gerekçesi ile beraber gizlilik kararı almasının gerektiğini bizleri çocuk azarlar gibi dışarı çıkartamayacağını ifade ettik.Hakim kürsüde renkten renge girdi ne duruşma için bekleyen arkadaşımızın duruşmasını yapabiliyor ne bizi dışarı çıkartabiliyor,deyim yerinde ise duruşma salonu kilitlenmiş sanki zaman durmuştu.Hepimiz büyük bir merak ve öfkeyle bekliyoruz ve bir anda hakim katibine 'Yaz kızım dedi davalı vekili geldi mahsus yerine alındı......'Hiç birşey olmamış gibi zaman yeniden işledi duruşma salonu canlandı herkes asli işine döndü.Ve daha sonra bu olayla ilgili hiç kimse davcı davalı olmadı,olay duruşma salonunda kapandı.