Mesajı Okuyun
Old 07-12-2009, 23:12   #2
ismailduygulu

 
Varsayılan

Belediye ne kadar iyi bir belediyeymiş. Demek ki, kullanım alanı, imar planından sonra, yeşil alan içinde kalmış durumda ki, sizi iyiniyetli kullanıcı olarak kabul ettiler ve bu şekilde hakkınızda dava açtılar.

Değilse belediye kendi zabıtası ile doğrudan doğruya -idari bir işlem olarak- yıkıma gelebilir ve davayı siz açmak zorunda kalabilirdiniz.

Dava konusu yer, imar planında yeşil alan, bunun yönetimi belediyenin görev ve yetkisi altında.
Encümen kararı var ve bu durum size tebliğ olunmuş. (Ama burada muhatap kiralayanın da olması gerekmez mi?)

Kiralama ilişkinizin arsa ya da binayı da kapsayıp kapsamadığı durumu, aşağıdaki alternatif durumları ortaya çıkarabilir:

a)Bina size ait ise bunun tazminini talep etmeniz mümkün.

b)Bina size ait değil, kiralayana ait ise, taraf ehliyeti yönünden itirazda bulunmanız söz konusu olabilir.

Esasen ise, davalı yönünden davayı uzatmaktan başka bir yol görünmüyor.

Eğer;
a)Belirli bir süre kiralama durumu var ise,
b)Peşin ödenmiş ve ileriye yönelik bir kira ödemesi var ise, bu hallere göre;

Kiralayanın ayıplı bir malı size kiraya verip vermediği, kendisine ait olmayan bir yeri kiraya verdiği ve kiralayan sıfatının sona erme tarihine göre, almış olduğu fazla ve/veya haksız kirala parasını kiralayandan geriye talep etme hakkı doğabilir.

Garantili kira dönemi yönünden, yoksun kalınan kazanç kayıplarının tazmin edilmesi de düşünülebilinir.

Bir başka açıdan, yeşil alan olan bir yeri, size kiralayan kişi, kendi hakkı olmayan bir yeri kiralamıştır ki, bu da açıkça dolandırıcılık suçunu oluşturabilir.

Yani belediyeye ait olan bir yeri, yetkisi ve hakkı olmaksızın kiraya vermiş, bundan haksız kira parası alarak, haksız kazanç temin etmiştir.

Yani belediye ile olan davanızın yanı sıra, kiralayan ile de davanızı birlikte düşünmenizde yarar var ve davanın, kiralayana da ihbarını, aynı zamanda husumetin ona yöneltilmesi hallerini birlikte değerlendirmelisiniz.