Mesajı Okuyun
Old 31-07-2010, 12:37   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Alacak Davalarında Tanıkla İspat /Zamanaşımı Süreleri/ Bir Öneri...

Sayın meslektaşlarım,

Özellikle Alacak davaları bakımından tanıkla ispat söz konusu olduğu durumlarda,yani şu hükümlerin geçerli olduğu hallerde:

Alıntı:
Madde 290 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/21 md.)

Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler dörtyüz milyon liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. *1*

Madde 291 - (Mülga madde: 29/06/1956 - 6763/47 md.)

Madde 292 - Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.

Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir.

Madde 293 - Aşağıdaki hallerde her halde şahit ikame olunabilir:

1 - Usul ve füru, birader ve hemşire veya karı koca ve kayınpeder ve valide ile damat ve gelin arasındaki muameleler,

2 - Cürümden mütevellit olsun olmasın tazminatı müstelzim fiiller,

3 - Yangın veya kazayı bahri veyahut düşman istilası gibi senet alınması gayrimümkün veya fevkalade müşkül hallerde yapılan muameleler.

4 - Halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede raptı müteamil olmıyan muameleler,

5 - Akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu.

Zamanaşımı sürelerinin, daha kısa olması gerektiğine inanıyorum.

Çünkü evvela tanık beyanları, görgü ve bilgiye dayalı olduğundan ve insan hafızasının da unutmaya meyilli bulunduğu bir gerçek olduğundan, uzunca bir süre önce, özel durumlar hariç alacak davalarında 10 yıl önceki bir alacak-borç ilişkisini doğru hatırlamak da pek mümkün olamayacağı gibi, tanıktan doğru hatırlamasını beklemek de haklı değildir.

İkinci olarak, alacaklı taraf elinde alacağını teyit eden belge/senet olmadan 10 yıl beklemişse, o alacağın sıhhatine de kuşkulu bakmak için azımsanmayacak kadar haklı nedenler de vardır. Alacaklı, senetsiz alacağını öncelikle ve çok gecikmeksizin talep ve dava eder, bu durum hayatın olağan akışına da daha uygundur.

Bu itibarla alacaklı alacağını senetle ispatlayabildiği hallerde BK.125 temelli alacak iddiaları için zamanaşımı süresinin yine 10 yıl olarak kalması ancak elinde kesin delil bulunmayan alacaklı için, (elbette ki yazılı delil başlangıcı ve 550 TL'lik sınır altında kalan alacak iddiaları temelinde de) bu tür alacak davalarında zamanaşımı süresinin -misal- en fazla 3 yıl olarak sınırlandırılması gerekir kanaatindeyim.

Bu konuda sizlerin fikrini de alıp, konuyu tartışmaya açmak istiyorum.