Hayvanlara tecavüz, işkence, inanılmaz vahşet ve her türlü yolla sürekli öldürülmeleri yasalarımız karşısında "kabahat" olarak tanımlanmakta ve barındırdığı potansiyel insanlık dışılığı görmezden gelerek adeta ödüllendirmektedir. Hukukçular olarak bu yasanın değiştirilmesi ve TCK. kapsamında cezalandırılması için gereken tepkiyi vermemiz gerekiyor. Düşünün bir insan gece vakti sahipsiz bir köpeği yakalıyor. Aç ve perişan durumdaki hayvanı koli bantlarıyla bağlayıp iğrenç bir tecavüze girişiyor. Artık sokaklarımızda insan kesseler kimse çıkmıyor diye diye gerçekten toplumu o hale getirdik maalesef elbirliğiyle. Bu insan dediğimiz kişi ise hayvanı parçalayana kadar çirkinliğine devam ediyor. Sonunda parçalanmış, kanlar içinde bitkin hayvanı öylece bırakıveriyor. Bir şekilde bulunan ve kurtarılabilenler hariç bu hayvanlar genelde ertesi gün acı çığlıklarla dolaştıkları mahallelerde de sopalarla kovalanıyor, çocukların her çeşit işkencesine maruz kalıyor. Hatta bu yaz bir ilk okul bahçesinde yavrularıyla birlikte gaz dökülüp yakılan köpeklerin haberini hatırlamadan geçemeyeceğim. Belediyeler aşılama ve koruma görevini yerine getirmediği için sivil toplumun bu hayvanları koruması son derece kısıtlı ve zor koşullara bağlı kalıyor. Tecavüze uğrayan ve sonra da dövülen, yaralanan bu hayvana yapılanların "SUÇ SAYILMAMASI" insani duygular taşıyan hiç bir vicdanda aklanamaz. Bu nedenle 5199 sayılı yasanın acilen TCK kapsamına alınmasını talep ediyoruz. Destek vermelisiniz arkadaşlar. Zamanında durdurulmayan bu tip suçluların bir sonraki durağı kesinlikle çocuklar ve yaşlı savunmasız insanlar. Defalarca yaşandı bu örnek. Ama tabi ben dilerdim ki bir sonraki hedef insan olacak diye değil de sırf onlar da canlı olduğu için yanlarında olalım, yardımcı olalım. Bu anlamda hukukçuların desteği çok önemlidir. Bu yasanın uygulayıcıları biz olacağız öyle değil mi? Gelin bu uygar adıma birlikte gidelim.