Mesajı Okuyun
Old 18-11-2012, 10:48   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım;yukarıdaki karar Türk Hukuk Sisteminde alacağın tahsil imkanlarının ne derece işlevsizleştirildiğinin açık beyanı ve aslında sonucu! Borçlu "işte mahkemenin yolu" demekle artık argo tabirle "nah alırsın" demiş oluyor...şu yerli yersiz kullanılan tabirle"Yorumsuz!"diyeceğim ama yorumlarınızı merak ediyorum....diyor, Sayın Av. Sertann.

Yalnız alacağın tahsili mi?
Yıllara dayanan tecrübelerime istinaden söylemem mümkün ki; düzgün insanların parasını, zaman zaman malını iç eden kalk gidek diyen, müessir fiilde bulunan, hakaret eden, şartlı tehdit eden söven sanık (pardon şüpheli) hakkındaki yargısal sonuçlar, yıllardır, hiç de tatmin edici olamamıştır. Tutuklama da kaktığından, adliye bahçesinde insana, bir de nanik yaparlar.

Öte yandan mağdur (sade vatandaş)bunlara cevap verdiğinde, "gel bakim buraya" denir. müessir fiil+ tehdit+ hakaret... (tehdit, hakaret olmadan nasıl karşılık verilir se) vesaireden yargılanır; orantısız ise, bir de içeri girer. Ceza Hukukunda, determinizmin yanında endeterminizme de yer verilmiştir. Meşru savunma, haksız tahrik, buna misaldir.

Somut olayda, iyilik yapan ve bir yıllık çobanlığının yaklaşık karşılığı gitmiş olan çoban( sanık), üzerine de 15 yıl ceza almıştır. Bu kadar ceza kâfidir diye düşünüyorum. Kaldı ki, vicahilik kaidesi sebebiyle, duruşma hâkimi işin içinde olarak takdir ve değerlendirme yapmaktadır.
'Meşru müdafaa'da da benzer düşünüyorum; gerçi yeni ceza kanununda, buna, eskisinden fazla bir takım şart ve ibareler eklenmekle ( yasal savunmanın kabulü kolaylaştırılmakla) beraber, bunların sanık lehine çok uygulanması temennî olunur. Aslolan vatandaşın güvenliği, huzuru ve adalettir; insanlar, bunun için adına Devlet dediğimiz organizasyonu kurmuştur... Saygılarımla...