Mesajı Okuyun
Old 18-11-2006, 20:03   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sayın (Jeanne D'arc) ,

Kadastro tespiti işlemlerindeki hatalardan dolayı devletin sorumluluğuna gidilemeyeceği tarihli HGK. Kararında kabul edilmiş , sonraki kararlara da etkili olmuştur. Yargıtay’ın görüşü örneklerini verdiğim kararlarda yazılı olduğu şekilde olumsuzdur.

Bununla beraber, sizin savunduğunuz ve kadastro işlemlerinde de hazinenin sorumlu olacağını savunanlar da vardır. Örneğin Prof. Şeref Ertaş , 1980 tarihli HGK kararına Eşya Hukuku isimli kitabında yer vermekte ve bu karara tam olarak katılmadığını ifade etmektedir.

Ne var ki, sonuç itibariyle uygulamada yargıtayın yerleşen içtihatı geçerli olacağından ben Yargıtay görüşüne ağırlık vererek soruyu yanıtlamaya çalıştım.

Kad. K.nun 12/3 md. gelince, buradaki 10 yıllık süre hak düşürücü süredir. Kamu düzeni ile ilgilidir. Hakimin hak düşürücü süreyi uzatma yetkisi bulunmamaktadır. Kad. Kanunu bir tasfiye kanunu niteliğinde olduğundan bazı hakları sınırlandırmaktadır. Eski 766 sayılı Tap.K.nunda da aynı 10 yıllık hak düşürücü süre yer almakta idi. Kanun koyucu ülke çapında kadastro düzenini sağlayabilmek için bu gibi kısıtlayıcı önlemleri daima uygun bulmuştur.Sözünü ettiğiniz 1 yıllık süre 3402 sayılı Kad.K.nun geçici 4.md.sindeki süre olmalı . O süre de haksızlık yapıldığının kabulü anlamında değil, Şehir kadastrosu davalarında 10 yıllık süre bulunmadığından onlara da 1 yıllık ek süre tanıyıp sonra hepsini 10 yıl ile sınırlandırmak gayesiyle tanınmıştır. Fakat bu böyle mi olmalı ? Elbette tartışılabilir.

Sonuç olarak: asıl soruya dönersek; Kad.K.nun 12/3 md.sindeki hak düşürücü sürenin , mazeret ne derecede haklı olursa olsun değiştirilmesi ve uzatılması mümkün değildir. Yargıtay yerleşen kararları ile Kad. faaliyetleri nedeniyle devletin sorumluluğunu kabul etmemektedir. Bu konuda İç hukukta olumlu bir sonuca varma imkanı bulunmadığı hakkındaki kanımı yineliyorum.

Saygılarımla.