Mesajı Okuyun
Old 02-07-2009, 16:38   #24
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Bu güzel konuya katkıda bulunan herkese teşekkürler.

Konuyla ilgili bir şeyler yazmak isterim.

BİR... Yargıtay'ın kısa zaman aralığında verdiği birbirine zıt kararları anlamlandırmak güç. Ben de teknik hukuk bakımından işe başvurunun yeterli olmadığı, işçinin işe başlaması gerektiği görüşündeyim.

Ancak...

Pratik ihtiyaçlar nedeniyle...

İKİ... İş Kanunu'nda bu konuda açık bir hüküm bulunmadığından yapılacak yorumların işçi lehine olmasında fayda var.

ÜÇ... İşe iade davalarının süresi dikkate alınırsa hiçbir işçinin bu kadar uzun bir süre boyunca çalışmaksızın beklemesi mümkün değildir. O halde yargı kendi iş yükünün sonuçlarını işçiye yüklememelidir.

DÖRT... İş güvencesi kapsamında olmayan bir işçinin kötüniyet tazminatı alma hakkı varken iş güvencesi kapsamındaki bir işçinin haklılığı yargı kararıyla kesinleşmişken yaptığı masraflarla bir köşeye oturması hakkaniyete aykırıdır.

BEŞ... Eski kararların birinin karşı oy gerekçesinde hukuki argümanlarla karar eleştirilmişti. Oysa yeni karardaki tek hukuki dayanak "işçinin samimi olması"dır.

ALTI... Yargıtay'ın iki kararı arasındaki dönemde yasal bir değişiklik yapılmadığına göre kararlar arasındaki fark, "yorum farkı"dır.

YEDİ... O halde "Yargıtay 9. HD, işçi lehine yorum yapmalıdır" da denebilir.


----


Yargıtay 9. HD'nin görüş değiştirmesinin birkaç nedeni olabilir:

EKONOMİK KRİZ... 2008 yılının son çeyreğinde hissedilmeye başlanan ekonomik kriz iş piyasalarını da olumsuz etkiledi. İşverenlerin mali yükünü azaltmak adına birçok düzenleme yapıldı, esneklik sağlandı. Bir yandan bunları yaparken bir yandan da işverene ekonomik yük getirecek yorumlardan kaçınmak istenmiş olabilir.

İŞ YÜKÜ... Sayın Adli Tip tarafından tespit edilen ve Şükrü Kızılot tarafından Sayın Adli Tip referans gösterilmek suretiyle kaleme alınan bir yazıda Yargıtay 9. HD'nin iş yükü gözler önüne serilmişti. Bunun büyük çoğunluğunu işe iade davalarının kapsadığı da belirtilmişti. Üç heyet halinde çalışan Yargıtay 9. HD, belki biraz nefes almak istemiştir. Yeni karar sonrasında çok kişi işe iade davası açmayı göze alamayacaktır.

HUKUKİ GÖRÜŞÜN DEĞİŞMESİ... Belki de tek sebep Yargıtay'ın sadece hukuki gerekçelerle görüş değiştirmesidir.


Ya da...

HUKUK MAGAZİN... Öğrenciyken seminerler düzenlerdik. Hocaları davet ettiğimizde "benden önce kimi çağırdınız" diye sorarlardı. Başka biri çağrılmışsa bizi azarlar bir şekilde davetimizi reddederlerdi. Ders dışındaki sohbetlerde hocalarının birbirleri hakkındaki, www.ucankus.com a manşetten girecek, sözlerini dinlerdik. Oradan bilirim ki hukukçuların iktidar sevdası çok yüksek.

Hal böyleyken...

Yakın bir tarihte Yargıtay 9. HD'nin başkanı değişti. Çekişmeli bir seçimden sonra yeni başkan birçok konuda içtihat değişikliğine gidecekelerini şifahen bildirmişti. Bu bildirimin iki kişiye yönelmiş olabilir diyordum: Ya eski başkana karşı bir mesaj ya da rakip adaya mesaj. Eski başkan "davete rağmen işe başlamayan işçiye kıdem ve ihbar tazminatı bile verilmemelidir" şekilnde karşı oy yazıları yazmıştı. Demek ki onunla bir sorun yok. Bu halde geriye diğer ihtimal kalıyor...

-------


Sayın Toygar Yavuzcan
  • Her ne kadar bahsettiğiniz tabloda işveren maddi kazanç elde etmiş gibi görünse de...
Sekiz ay boyunca 150 kişilik bir iş gücünden yoksun kalmıştır. Bu kişilerin yapacağı üretimin işverene sağlayacağı katkıyı hesaba katmak gerekir.
  • Eğer üretim hacmi gerçekten düşmüş ve mevcut iş 50 kişiyle yapılacak hale gelmişse...
Sayın Adli Tip'in de belirttiği gibi "ekonomik kriz" geçerli bir fesih sebebi olarak kabul edildiğinden açılacak işe iade davalarının reddedilmesi gerekecektir.

50 kişiyle yürütülebilecek üretim hacmine düşen bir işverene 150 kişinin iş güvencesi maliyeti yüklenirse o şirketin ayakta durması zorlaşır. Bu da halihazırda çalışmaya devam eden 50 kişinin istihdamının da sona ermesine neden olabilir.

Saygılar.