Mesajı Okuyun
Old 11-10-2003, 21:07   #41
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Ş.E.'nin onur mücadelesi
Mardin'de, 10 yıl önce üç defa gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü, tecavüze uğradığını belirten Ş.E., ilk şikâyetini beş yıl sonra yaptı; dava başvurudan beş yıl sonra açıldı; ilk duruşmaysa cuma günü



AHMET ŞIK
İSTANBUL - Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Ş.E. adlı kadına tecavüz etmek ve işkence yapmaktan 405 asker hakkında açtığı dava, cuma günü görülmeye başlanacak. 1993 ve 1994 yıllarında üç kez gayriresmi olarak gözaltına alındığını ve her defasında işkence ve tecavüze maruz kaldığını iddia eden Ş.E. ile ilgili dava, başvurudan beş yıl sonra açılabildi.
Savcı Yeşim Doğan Kar'ın hazırladığı iddianamede, o dönemde Derik ve Mazıdağı jandarma karakollarında görev yapan, aralarında rütbeli askerlerin
de bulunduğu 405 askerin TCK'nin 416. maddesi uyarınca tecavüz etmek ve 243. maddesi uyarınca işkence yapmak suçundan yargılanması isteniyor.


Beş yıl sonra anlattı
1972 doğumlu Ş.E. başına gelenleri ilk kez beş yıl sonra 1998'de, tehditler
yüzünden kaçmak zorunda kaldığı Almanya'da, 'Kadına Yönelik, Devlet Kaynaklı Cinsel Şiddet' konulu bir panelde dile getirdi. Panelin katılımcıları arasında bulunan 'Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüz

Projesi' sorumlusu avukat
Eren Keskin konuyla ilgili Türkiye'den örnekler verdiği sırada, dinleyiciler arasında olan Ş.E., "Ben de tecavüz mağduruyum. Artık dayanamayacağım" diye ağlamaya başladı. Salonda bulunanlarca sakinleştirilen Ş.E., panelin ardından avukat Keskin'e başından geçenleri anlattı ve dava için vekâlet verdi.


'Ölümle tehdit edilmiş'
Keskin, Türkiye'ye döndükten sonra 14 Ekim 1998'de, olayla ilgili olarak Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na tecavüz ve işkence iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Dilekçede Ş.E.'nin Kasım 1993 ile Mart ve Eylül 1994'te toplam üç kez gayriresmi olarak gözaltına alındığı belirtilerek,
"Her gözaltısında da işkence gören müvekkilimiz, ağır işkencelerden geçirilmiş, ilkinde sopa ve elle, daha sonra da vajinal yoldan olmak üzere defalarca tecavüze uğramıştır. Müvekkilimiz, her gözaltından sonra savcılığa çıkarılmadan serbest bırakılmış ve ölümle tehdit edilmiştir" denildi. Dilekçede iddialarla ilgili, Derik'e bağlı Çayköyü ile Mazıdağı'na bağlı Konur köyleri jandarma karakollarında bulunan dönemin jandarma amir ve memurları hakkında dava açılmak üzere soruşturma talep edildi.
Suç duyurusunu inceleyen Mazıdağı Cumhuriyet Başsavcılığı, Eylül 1998'de takipsizlik kararı verdi. Savcılık kararında, incelemelerde mağdurun beyanları dışında delil olmadığı ve ilgili karakolların gözaltı kayıtlarında da Ş.E. ismine rastlanılmadığı anlatılarak, delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verildiği belirtildi. Bunun üzerine avukatlar Eren Keskin ve Fatma Karakaş, bir üst mahkeme olan Mazıdağı Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak takipsizlik kararına itiraz etti.


1999'da kabul edildi
Avukatlar itiraz dilekçesine, Ş.E.'nin Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
İzmir Temsilciliği Tedavi Merkezi ile Ulaslararası Berlin İşkence Rehabilitasyon Merkezi'nde gördüğü tedaviye ilişkin raporları da ekledi. Söz konusu kurumların hazırladığı ve Ş.E.'nin işkence ve tecavüz öyküsüyle uyumlu travmalar yaşadığı belirtilen raporları dikkate alan Mazıdağı Ağır Ceza Mahkemesi de, 10 Şubat 1999'da itirazı kabul edip dava açılmasına karar verdi.
Bunun üzerine Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma sonunda, 405 asker hakkında TCK'nın tecavüz ve işkence suçlarını düzenleyen
416. ve 243. maddeleri uyarınca dava açıldı. Savcı Yeşim Doğan Kar tarafından hazırlanan iddianamede, Ş.E.'nin ilk olarak Kasım 1993'te Çayköyü'nde gözaltına alındığı belirtilerek, "Gözaltı esnasında Ş.E. çırılçıplak soyulmuş, falakaya yatırılmış, elektrik şokuna maruz bırakılmış, bir araba tekerleğinin içine geçirilerek yuvarlanmış, ölümle tehdit edilmiş, yedi günlük gözaltı boyunca gözleri bağlı iken göremediği kişilerce sopa ve elle olmak üzere iki kez tecavüze uğramış ve savcılığa çıkarılmadan serbest bırakılmıştır" denildi.
Devamında diğer gözaltılardan bahsedilen iddianame şöyle devam etti:
"İkinci kez 1994 Mart ayında gözaltına alınan ve iki hafta tutulan Ş.E., yoğun işkencelere maruz bırakılmış, yine gözleri bağlı iken çırılçıplak soyulmuş ve güvenlik kuvvetlerince vajinal yoldan tecavüze uğramış, bu nedenle kanama geçirdiği için hastaneye kaldırılmıştır. Ş.E., 1994 Eylülü'nde de Konur Köyü yakınındaki tarlada çalışırken, operasyon yapan askeri birliklerce gözaltına alınmış, dövülüp işkence görmüş ve götürüldüğü
boş bir evde önce bir subay, ardından da iki ya da üç er tarafından tecavüz edildiğini anlatmıştır."


Tanık: Duymuştum
İddianamade, Derik İlçe Jandarma Karakolu ile Mardin İl Jandarma Alay Komutanlığı'nın söz konusu tarihlerde Ş.E. isimli bir kişinin kaydı olmadığına dair yazı gönderdiği ve Mardin'deki sağlık kurumlarında da kişinin kaydına rastlanılmadığı belirtildi. İfadesi alınan üç sanıktan biri olan Murat Karataş'ın, kendisinden önceki devrelerinden olayı duyduğunu söylediği belirtilen iddianamede, Mehmet Yurdakul'un da Ş.E.'nin yakalanması operasyonuna katıldığını, ancak sorgusunda bulunmadığını anlattığı yazıldıktan sonra, 405 sanığın her birinin eylemlerine uyan suç maddelerinden cezalandırılması istendi. Dava Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde
cuma günü görülmeye başlanacak.


07/10/2003 Radikal