Mesajı Okuyun
Old 25-03-2010, 20:09   #9
Mozkul

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/6110

K. 2005/3050

T. 31.3.2005

• SÜRESİ İÇİNDE İBRAZ EDİLMEYEN ÇEK ( Kambiyo İlişkisi İçinde Alacağını Elde Etme İmkanı Bulunmadığı - Alacağının İspatında Yazılı Delil Başlangıcı Teşkil Ettiğinden Tanık Dahil Her Türlü Delille Alacağını İspatlayabileceği )

• ALACAK TALEBİ ( Hamilin Süresi İçinde İbraz Edilmeyen Çeki /Kambiyo İlişkisi İçinde Alacağını Elde Etme İmkanı Bulunmadığı - Alacağının İspatında Yazılı Delil Başlangıcı Teşkil Ettiğinden Tanık Dahil Her Türlü Delille Alacağını İspatlayabileceği )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Hamilin Süresi İçinde İbraz Edilmeyen Çeki /Kambiyo İlişkisi İçinde Alacağını Elde Etme İmkanı Bulunmadığı - Alacağının İspatında Yazılı Delil Başlangıcı Teşkil Ettiğinden Tanık Dahil Her Türlü Delille Alacağını İspatlayabileceği )

• İSPAT / DELİL ( Hamilin Süresi İçinde İbraz Edilmeyen Çeki/Kambiyo İlişkisi İçinde Alacağını Elde Etme İmkanı Bulunmadığı - Alacağının İspatında Yazılı Delil Başlangıcı Teşkil Ettiğinden Tanık Dahil Her Türlü Delille Alacağını İspatlayabileceği )

6762/m.644,708,720

ÖZET : Dava, süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı alacak istemine ilişkindir. Hamilin, süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak kambiyo ilişkisi içinde alacağını elde etme imkanı bulunmamaktadır. Böyle bir durumda, hamilin elinde bulundurduğu çek, temel ilişkiden kaynaklanan alacağının ispatında yazılı delil başlangıcı teşkil etmesi nedeniyle hamil, tanık dahil her türlü delille alacağını ispatlayabilir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Konya Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.01.2004 tarih ve 2002/234-2004/7 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mutlu Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, bir alış verişten dolayı davalılardan M.İhsan Ormancı'nın keşidecisi Özata Oto Parçaları A.Ş., cirantası Özençler Otom.A.Ş. olan 10.000.000.000 TL bedelli çeki müvekkiline verdiğini, müvekkilinin iyi niyeti ve davalılarla olan şahsi ilişkileri nedeniyle çeki yazdırmadığını, davalıların söz konusu çek nedeniyle 2.200.000.000 TL ödeme yaptıklarını, kalan kısmın ödenmediğini, şifai görüşmelerden sonuç alınamadığını ileri sürerek, anılan çeke dayalı olarak davalılardan 7.800.000.000 TL alacaklı olduğunun tespiti ile faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu çekin zamanaşımına uğradığını, bankaya ibraz süresi geçmiş olduğundan davacının TTK'nun 720. maddesi uyarınca cirantalara ve keşideciye müracaat hakkının ortadan kalktığını, davacı ile davalılar arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının yetkili hamil olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı M.İhsan Ormancı hakkındaki davanın akdi ilişkinin kanıtlanmaması nedeniyle, diğer davalılar açısından ise davaya konu çekin bankaya ibraz süresinin geçmiş olup, zamanaşımına uğradığı, davacının keşideci ve cirantalara karşı müracaat hakkını yitirdiği, davada TTK'nun 644. maddesine dayanılmadığı, davacının yemin delilini de göstermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ciro yolu ile davaya konu çeki elinde bulunduran davacının söz konusu çeki TTK'nun 708. maddesi gereğince yasal süresi içinde ibraz etmemesi nedeniyle aynı Yasa'nın 720.maddesi gereğince keşideci ve cirantalara karşı kambiyo ilişkisi içinde başvurma hakkını yitirdiği, bu durumda davacının temel ilişkiye ya da aynı Yasa'nın 644.maddesinde düzenlenen sebepsiz iktisap davası yolu ile alacağını talep etmesinin mümkün olmasına, somut olayda,keşideci "Özata Oto Parçaları A.Ş."ve cirantalardan "Özençler Otom.A.Ş."ile davacı arasında temel ilişki bulunmamasına ve keşideciye karşı TTK'nun 644. maddesine de dayanılmadığı hususlarının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının davalılar Özata Oto Parçaları A.Ş.ve Özençler Otom.A.Ş.yönünden reddi ile kararın anılan davalılar bakımından onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer davalı M.İhsan Ormancı'ya yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı alacak istemine ilişkindir. Hamilin, süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak kambiyo ilişkisi içinde alacağını elde etme imkanı bulunmamaktadır. Böyle bir durumda, hamilin elinde bulundurduğu çek, temel ilişkiden kaynaklanan alacağının ispatında yazılı delil başlangıcı teşkil etmesi nedeniyle hamil, tanık dahil her türlü delille alacağını ispatlayabilir.
Buna göre davaya konu somut olayda, davacı çeki aralarında gerçekleşen bir alış veriş nedeniyle davalılardan M.İhsan Ormancı'dan ciro yolu ile almış olduğunu ileri sürdüğünden, bu ciranta yönünden temel ilişkiye dayalı olarak alacak isteminde bulunmaktadır. Temel ilişkinin ispatı bakımından yazılı delil başlangıcı oluşturan bu çek nedeniyle davacının tanık dahil her türlü delili gösterebilmesi mümkün olduğundan, dinlenen davacı tanıklarının beyanları mahkemece göz önüne alınmalıdır. Dinlenen tanıklar çekin davalı M.İhsan Ormancı tarafından davacıdan aldığı borca karşılık olarak verildiğini açıkça bildirmelerine göre de, davacı ile bu davalı arasındaki temel ilişkinin kanıtlanmış olmasına göre mahkemece, bu davalının borcu belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçe ile bu davalı yönünden de red kararı verilmesi doğru görülmediğinden, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar Özata Oto Parçaları A.Ş. ve Özençler Otom.San.A.Ş.ne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile kararın anılan davalılar yönünden ONANMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - ÇEK TAKİBİNDE SÜRENİN TESPİTİ - SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI - KAMBİYO HUKUKUNA DAYALI MÜRACAAT HAKKINI KAYBEDİLMESİ
KAYIT NO : 88356
**************
Esas Yılı : 2001
Esas No : 5211
Karar Yılı : 2002
Karar No : 1612
Karar Tarihi : 01.03.2002
Daire No : 19
Daire : HD
**************
ÖZET ? Çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.
**************
(2004 S. K. m. 67) (6762 S. K. m. 720, 730, 644)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, davalının keşide ettiği 400.000.000.TL tutarındaki çekin bankada karşılığını bulundurmadığını, ancak çekin arkasını yazdırmayarak borcun ödenmesini beklediklerini, bu arada altı aylık süre geçtiğinden çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, borcun ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının haksız ve kötüniyetli olarak zamanaşımına uğramış çek'e dayalı takip yaptığını, İcra Tetkik Merciinde açtığı itirazın kaldırılması davasının reddedilerek kesinleştiğini, davacıya borçlu bulunmadıklarını, temel ilişkiye dayanan bir alacak olmadığını beyan ederek davanın reddini ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, icra takibine konu çekin vasfını kaybedip adi havale niteliğinde olduğu, buna dayanarak yapılan takibin haklı olabilmesi için aradaki ilişkinin açıklanıp geçerli delillerle kanıtlanması gerektiği, davacının taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve alacağı açıklayıcı beyanda bulunmadığı ve delil de göstermediği, yapılan takibin de haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve %40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden TTK.nun 720.maddesi gereğince davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da TTK.nun 730/14.maddesi yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken aynı yasanın 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ve davalının oyalaması sebebiyle dava konusu çeki süresinde muhataba ibraz edemediğini ileri sürmek suretiyle temel ilişkiden söz ettiğine göre, yukarıda açıklandığı üzere davacıya iddiasını kanıtlama olanağı tanınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı gibi, İİK.nun 67/2. maddesinde, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması halinde aleyhine tazminata hükmolunacağı öngörülmüş olduğu dikkate alınmadan davacının takibinde haksız olduğu gerekçesiyle "haksız takip tazminatına" karar verilmesi de kabul şekli itibariyle isabetli değildir.
Sonuç? Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/1199

K. 2001/4615

T. 15.6.2001

• İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İBRAZ SÜRESİ KAÇIRILAN ÇEK ( Çekin Kambiyo Özelliği Ortadan Kalktığından İlamsız Takip Yapılabilmesi )

6762/m.644

ÖZET : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Takibe konu çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çek bedellerinin keşide tarihinden önce elden dava dışı Mode Sport sahibi Selçuk Mete Türköz'e ödendiğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 5.7.1997 keşide tarihli 875.000.000.-TL meblağlı çek bedelinin faizi ile birlikte ödendiğinden bu çek ile ilgili dava konusu kalmamış olmakla karar verilmesine yer olmadığına, ancak davalı, dava açılmasına sebebiyet verdiğinden %40 inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL meblağlı çek süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını kaybettiği bu nedenle ciro yoluyla devredilemeyeceğinden bu çekten dolayı davacının çeki ciro edene karşı dava açma hakkı saklı kalmak üzere bu çek yönünden davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe konu 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL.lık çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de TTK.nun 644. maddesi uyarınca keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir. Davalı keşideci Ayşe Banu Dolapçıoğlu bu çeke karşılık 100.000.000.-TL ödendiğini ileri sürmüş olup, davacı tarafından da kabul edilmiştir. Bu durumda davalı taraf çek bedelinden kalan bakiye borcunu ödediğini usulen kanıtlayamamış bulunmasına göre yukarda anılan madde hükmü gereği davanın sözkonusu çek yönünden kısmen kabulü gerekirken tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.



-------------------


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3609

K. 2003/10705

T. 10.11.2003

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 04.11.2002 tarih ve 2001/18 – 2002/1280 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 1.100.000.000 TL alacaklı olduğunu, davalının bu borcuna karşılık 17.10.1993 keşide tarihli bir çek verdiğini, mali durumu bozulan davalının ricası nedeniyle çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini, davalı davacıyı sürekli oyaladığından başlatılan ilamsız takibin borçlunun itirazıyla durduğunu, çekin yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiğini ileri sürerek 1.100.000.000 TL alacağın 17.10.1993 tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının bir temel ilişkiden sözetmeden alacak iddiasında bulunmasının böyle bir borcun bulunmadığına mesnet teşkil ettiğini, davacıya müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalıya ait olduğu tartışmasız olan dava konusu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediği, halen davacının elinde olması nedeniyle çekin karşılığının ödenmediğine karine teşkil ettiği, yazılı delil başlangıcı olan çekin davacı tanıkları beyanına göre ödünç olarak alınan para karşılığı verildiğinin anlaşıldığı ancak süresinde bankaya ibraz edilmeyen ve ticari ilişkiden kaynaklanmayan çek için keşide tarihinden itibaren reeskont oranında faiz istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.100.000.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren % 60 yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin, dava dilekçesinde ".......borçlu işbu borcuna karşılık müvekkile ......çek vermiştir" ve "ileride muhakeme sırasında taraflar arasındaki hukuki münasebet tevsik edileceği gibi" şeklinde ibarelere yer vermiş olması ayrıca replik ve sonraki dilekçelerinde davacının davalıya borç para verdiğinin belirtilmesi karşısında esas ilişkiye dayanıldığı anlaşılmakta olup, salt çeke dayalı olarak dava açıldığı ve sonradan davayı değiştirdiği kabul edilemeyeceğinden, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu alacak ile ilgili olarak davacının , davalı aleyhine davadan önce İstanbul 8.İcra Müdürlüğü'nde takip yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece takip dosyası getirtilip davalının hangi tarihte temerrüde düştüğü belirlenerek, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı olduğu şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 44.400.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.