Mesajı Okuyun
Old 11-07-2007, 20:12   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/851
Karar: 2004/9955
Karar Tarihi: 18.10.2004
ÖZET: Dava, makine kırılması sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. mahkemece zararın ve hasarın sebebi ile miktarın davacı sigorta ettiren tarafından öğrenilmesinden sonra keşide edilen 22.10.2001 ihtarname tarihi ihbar tarihi kabul edilerek davalı sigortacının zamanaşımı definin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
(6762 S. TTK/1292, 1299)
Taraflar aras
ında görülen davada Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 1.10.2003 tarih ve 2002/697-2003/610 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait ve davalıya makine kırılması sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan iş makinesinin Mart 2000 tarihinde arızalandığını, davalı tarafından yaptırılan hasar tespiti çalışmalarından bir sonuç alınamaması üzerine müvekkilce hasarın (21.594.000.000) TL olduğunun tespit ettirildiğini, davalının halen bir ödeme yapmadığını Heri sürerek, anılan meblağın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 26.5.2000 tarihinde davalıya ihbarda bulunduğu ve davanın 13.10.2002 tarihinde açıldığı, sigortacının sigorta bedelini ödeme borcunun TTK. nun 1299/1. maddesi uyarınca tüm mal sigortalarında rizikonun gerçekleştiğinin sigortacıya ihbar borcunun TTK.nun 1292. maddesi uyarınca doğduğu tarihte muaccel olacağı, davalının davacıyı oyaladığını ve ödeme konusunda davacıya güven verdiğini kabul etmek olanağının da olmadığı, ihbar karşısında davalının susması ve cevap vermemesinin oyalama sayılmayacağı, davalının iyi niyet kurallarına aykırı bir hareketinin kanıtlanamadığı, ihbar ve dava tarihleri arasında iki yıllık zamanaşımı süresinin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, makine kırılması sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı şirketin 25.5.2000 tarihli yazı ile sigortalı makinenin arızasının net olarak tespit edilemediğini davalı sigortacıya bildirerek muhtemel zararlarının karşılanmasını talep ettiği, davalı şirketin görevlendirdiği eksper tarafından düzenlenen 31.5.2000 tarihli raporda, bu tarihe kadar yapılan çalışmalarda arızanın belirlenemediği bildirilerek sigorta ettirene ihtisas sahibi bir servis tavsife edildiği, bu servis in de uzun süren aştırmalar neticesinde 12.10.2001 tarihli teklif yazısı ile davacı sigorta ettirene arızanın nedenini, nasıl giderilebileceğini ve maliyetini bildirdiği, davacı şirket tarafından da bu bedelin 22.10.2001 tarihinde keşide edilen ihtarname ile davalı sigortacıdan talep edildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece zararın ve hasarın sebebi ile miktarın davacı sigorta ettiren tarafından öğrenilmesinden sonra keşide edilen 22.10.2001 ihtarname tarihi ihbar tarihi kabul edilerek davalı sigortacının zamanaşımı definin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************