Mesajı Okuyun
Old 21-12-2006, 16:29   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
bir de şöyle sorayım, daha önceki protokol bu son protokolle hükümden düşmüş mü olur, yani ilk protokolü kullanabilirmiyiz tahsilat için.


Kanaatimce Sayın Yılmaz'ın belirttiği gibi borç yenilenmesi(Tecdit) sözkonusudur. Son protokolde, "bu protokole uyulmadığı takdirde, önceki protokoldeki ödeme şartları ve faiz vs. geçerli olacaktır." denilmediyse bu bir borç yenilemesidir. Yine son protokolde "bir taksit ödenmediği takdirde diğerleri muaccel olacaktır" şeklinde bir kayıt yoksa, sadece ödenmeyen taksit için icra takibi yapılabilecektir.

Konuya benzer bir kararı alıntıladım.

Saygılarımla

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/5515
K. 2004/352
T. 19.1.2004
• MENFİ TESPİT ( Tarafların Taksitlendirilen Borç Senediyle Yeniden Anlaşmaları - Yeni Anlaşmanın Geçersizliği İleri Sürülmediğine Göre Davanın Reddi Gereği )
• TECDİT ( Eski Borcun Ortadan Kalkması Amacıyla Yeni Bir Borcun Tesis Edilmesi Anlamına Geldiği - Tecdit İle Eski Borç Sükut Edip Yeni Farklı Bir Borç Doğduğu )
• BORCUN YENİDEN DÜZENLENMESİ ( Yeni Anlaşmanın Geçersizliği İleri Sürülmediğine Göre Menfi Tespit Davasının Reddi Gereği )
818/m.114
2004/m.67
1581/m.12
ÖZET : Dava, davalı kooperatiften kullanılan kredi nedeniyle kısmen borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafından icra dosyası üzerinden çıkarttırılan hesaplamadan sonra, tarafların 07.02.2002 tarihinde taksitlendirme borç senedi ile vadeleri ve ödeme miktarları belirli yeni bir ödeme planı çerçevesinde anlaştıkları görülmektedir. BK.nun 114. maddesi uyarınca doktrinde de açıkça kabul edildiği üzere eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borcun tesis edilmesi anlamına gelen tecdit ( yenileme )ile eski borç sükut edip, yeni farklı bir borç doğmuş olacağından artık eski borç anlaşmasına göre yargılamada sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacı tarafından 07.02.2002 tarihli yeni anlaşmanın geçersizliği de ileri sürülmediğine göre, davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Nevşehir Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.01.2003 tarih ve 2002/90 - 2003/22 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı kooperatif ortağı olup, kooperatiften almış olduğu borcunu ödeyemediğini ve hakkında icra takibine girişildiğini, ödeme zorluğu çeken çiftçilerin borçlarının taksitlendirilmesi için çıkan genelge uyarınca icra takibindeki son borç durumunu öğrenmek ve taksitlendirmek için kooperatife başvurduğunda tarafına ( 8.173.840.000.- )TL borç çıkartıldığını oysa gerçek borcunun ( 6.831.000.000.- )TL olduğun belirterek, ( 1.342.840.000.- )TL için borçlu olunmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, tarım kredi kooperatifi alacaklarında ana para ve faiz toplamına faiz yürütülebileceğini, kaldı ki, kredi sözleşmelerinde de bu durumun belirtildiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, davacının 31.01.2002 tarihi itibariyle borcunun ( 6.831.000.000.- )TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının 31.01.2002 tarihi itibariyle borcunun ( 6.831.000.000.- )TL olduğunun davalının kooperatife ( 1.342.840.000.- )TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Karara, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, davalı kooperatiften kullanılan kredi nedeniyle kısmen borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, 28.10.2002 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Anılan raporda, davacı hakkında girişilen icra takibindeki miktarlar ve şartlar dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Oysa, dosyada yapılan incelemede davacı tarafından icra dosyası üzerinden çıkarttırılan hesaplamadan sonra, tarafların 07.02.2002 tarihinde taksitlendirme borç senedi ile vadeleri ve ödeme miktarları belirli yeni bir ödeme planı çerçevesinde anlaştıkları görülmektedir. BK.nun 114 ncü maddesi uyarınca doktrinde de açıkça kabul edildiği üzere eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borcun tesis edilmesi anlamına gelen tecdit ( =yenileme )ile eski borç sükut edip, yeni farklı bir borç doğmuş olacağından artık eski borç anlaşmasına göre yargılamada sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacı tarafından 07.02.2002 tarihli yeni anlaşmanın geçersizliği de ileri sürülmediğine göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanlış gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş ve kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx