Mesajı Okuyun
Old 10-12-2020, 18:58   #12
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Soruya 2007 yılında verdiğimiz cevapta zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu söylemişiz. O tarihte zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğuna dair Yargıtay içtihatı henüz gelişmemiş olup, Yargıtay bozma ilamlarında da geçtiği gibi yerel mahkeme kararlarında yaygın olarak , 5 yıllık zamanaşımı süresi kabul edilmekte idi. Önceki cevaplarımız bu uygulamalara uygun şekilde hazırlanmış idi. Yargıtay’ın sonraki uygulamaları ile Yapı Denetim Sözleşmelerine dayalı hizmet bedeli hakkındaki davaların BK 125(TBK.m.146) m.göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi oluğuna bir diyeceğim yoktur.

Buna karşın , zamanaşımı süresinin sözleşme tarihinden başlatılacağı görüşüne katılmak mümkün değildir. TBK.m. 149/1’e göre “ zamanaşımının başlangıcı alacağın muaccel olma zamanıdır” Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Hizmet bedelinin ödenmesi Başlıklı MADDE 28 – (3)'e göre " Düzenlenen hakediş raporu, yapı denetim kuruluşunca ilgili idareye sunulduktan sonra, idarece ekleriyle birlikte kontrol edilerek, bu yapı bölümünde denetim açısından herhangi bir eksiklik veya kusur yok ise, ilgili bölüme ait hizmet bedeli yapı denetim kuruluşuna ödenir."Bu anlatıma göre, yapı denetim hizmet bedelinin muacceliyet zamanı hakediş raporunun ilgili idareye (Belediye veya Valiliğe) sunulduğu tarihtir. Dolayısı ile 1o yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi hakedeiş raporunun ilgili idareye verilme tarihi olmalıdır. Yapı denetim kuruluşunun sözleşme tarihinde henüz hiçbir hizmeti mevcut değil iken, 15.HD.sinin yukarıdaki cevaplarda belirtilen kararında , nasıl olur da , bedel alacağının sözleşme anında muaccel hale geldiğinin kabul edilmesinin açıklaması yer almış değildir.

Aşağıdaki 23.HD.sinin Tacirler Arası Hizmet Sözleşmesi ile ilgili olarak verdiği kararda, yerel mahkeme zamanaşımını 5 yıl olarak kabul ederek , zamanaşımını hakkediş raporlarının düzenlendiği tarihten başlatmış, Yargıtay ise bozma ilamında bu hususu bozma nedenleri arasına katmayarak kararı 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulaması gerekliliği yönünden bozmakla vardığımız sonucu zımnen doğrulamıştır .

23. Hukuk Dairesi 17.09.2015 T., 2014/10124 E. , 2015/5923 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2013/330-2014/154

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı yapı sahibinin Bursa ili Nilüfer ilçesi 174 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı yapı sahibi ile yapı denetim firması olan müvekkili davacı P. Yapı Denetim Ltd. Şti. arasında yapının projelerinin ruhsat ve eklerine uygun yapılmasının denetlenmesi amacıyla Yapı Denetim Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin denetim hizmetine başladığını, yapı denetim hizmetine ilişkin olarak hak ettiği yapı denetim hizmet bedellerine dair hakediş raporları düzenlendiğini, hakediş bedelinden 3 hakediş karşılığı 21.107,69 TL'nin ödenmediğini ileri sürerek, toplam 21.107,69 TL alacağın, 9.985,90 TL'si için 04.03.2005 tarihinden, 5.250,88 TL'si için 30.12.2005 tarihinden, 5.870,91 TL'si için 25.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 12.10.2004 tarihli sözleşme gereğince yapılan 2005 ve 2006 yıllarına ait hakediş alacaklarının sözleşme ve hakediş raporları düzenleme tarihlerine göre zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini; ayrıca davacıya hizmetine karşılık 12.000,00 TL ödeme yapıldığını, buna ilişkin 31.12.2004 tarihli tespit tutanağı düzenlendiğini, ayrıca hizmet gereği gibi yerine getirilmediğinden bu bedelin iadesi için Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açılan 2012/45 sayılı davanın Yargıtay incelemesinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince, hakediş bedellerinin ödenmesi için açılan alacak davası olduğu, eser sözleşmesinden doğan alacak davalarında, 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, hakediş raporlarının tarihlerinin 04.03.2005, 30.12.2005 ve 25.05.2006 tarihli olarak bildirildiği, bu tarihlerden itibaren, BK'nın 147/6. maddesinde ön görülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin 16.12.2003 olduğu, dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davaya konu uyuşmazlığın tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi (Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gözetilmeksizin, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden doğduğu ve 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve ayrıca taraflar arasında daha önce görülüp sonuçlandırılan aynı ticari ilişkiye dayalı Bursa Kapatılan 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/45 E., 2013/377 K. sayılı dosyasında verilen kararın dairemizce incelenerek sonuçlandırıldığı da dikkate alındığında verilen kararın yanlış değerlendirmeye dayandığı, usul ve yasaya uygun düşmediği anlaşılmakla, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.