Mesajı Okuyun
Old 10-08-2016, 15:03   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/5587
Karar: 2009/6623
Karar Tarihi: 01.06.2009


İSTİRDAT DAVASI - DAVALININ ZARARININ VARLIĞINI VE NEDENİNİ KANITLAMASI LÜZUMU - DAVACININ YANLIŞ KİŞİYE KREDİ KARTINI TESLİM ETMESİ - DAVALININ YAZILI ADRESE GİDİP YANLIŞ KİŞİYE KARTI TESLİM ETMESİ NEDENİYLE BİR MİKTAR KUSURLU KABUL EDİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Davalı, zararının varlığını ve nedenini kanıtlamalıdır. Bunu kanıtlaması halinde, yani davacının yanlış kişiye kredi kartını teslim etmesi nedeniyle yapılan harcama bedellerinin gerçek müşteriden tahsil edilemediğinin ya da edilipte iade edildiğinin kanıtlanması halinde, bundan sonra davalının yazılı adrese gidip, yanlış kişiye kartı teslim etmesi nedeniyle bir miktar kusurlu kabul edilmesi gerekeceğinin gözetilmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 176, 432, 433)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 06.06.2007 tarih ve 2006/834-2007/613 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirketin, dağıtım ve teslim sözleşmesi uyarınca davalının bir müşterisinin kredi kartını adresinde teslim ettiği halde, başka bir kişiye teslim edildiğinden ve belirlenemeyen kişinin yaptığı harcamaları kadar zarara uğradığından bahisle müvekkilinin hesabından kesinti yaptığını ileri sürerek, 4.808.470.000 TL’nin istirdadını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kredi kartı sahibinin itirazı üzerine davalıdan istenen teslim belgelerini davacının ibraz edememesi üzerine, kredi kartı sahibine harcama bedellerinin ödendiğini, sözleşmenin 7 nci ve 9 uncu maddesi uyarınca anılan meblağın bloke edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş, Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyulmuş, dosya kapsamına, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının, talep olmadan kredi kartı hazırlayıp, yanlış adresi zarfa yazıp davacıya teslim ettiği, davacının yazılı adrese gidip teslim ettiği, kredi kartını teslim alan 3 üncü kişinin harcama yaptığı, zararın bankadan kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilini aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, davalı bankanın verdiği kredi kartlarının müşterilere teslim ve dağıtımı sözleşmesine aykırı olarak davalı bankanın davacı taşıyan hesabından haksız kesinti yaptığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

Mahkemece, yazılı gerekçelerle davalının kendi zararına neden olduğu, davacının sözleşmeye aykırı davranmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Oysa, sözleşmenin 8 inci maddesinde, kredi kartının 6 ncı maddede belirtilen kişiler dışında 3 üncü kişiye teslimi sonucu doğabilecek zararlardan, kredi kartının teslimi tarihinden itibaren bir yıl süre ile davacı taşıyanın davalı bankaya ya da bankanın müşterilerine karşı sorumlu olacağı, davalının tazminat ödemesi halinde davacıya yapılacak ödemelerden düşülmesini davacının taahhüt ettiği yazılıdır. 7 nci maddede ise, müşteriye teslim belgelerini 2 yıl süre ile davacının saklaması zorunluluğu getirilmiş, isteme rağmen bu belgeleri ibraz etmeyen davacının davalı aleyhine doğabilecek zarardan sorumlu olacağı kararlaştırılmış, müşterilere hangi belge ve bilgiler karşılığında kredi kartının kime, nasıl teslim edileceği de 6 ncı madde de açıklanmış ve sayılmıştır.

Davacının dayandığı ve ibraz ettiği kurye teslim tutanağından, kredi kartının Ayşe Narin Şahin'e 14.10.2002 tarihinde teslim edildiği ve imzasının alındığı, telefon numarasının ve hüviyet cüzdan numarasının tutanağa geçirilmiş olduğu görülmektedir. Davalı banka vekili, müşterisi Ayşe'nin 03.08.2004 tarihinde verdiği dilekçeye, bu dilekçedeki imza ile kurye teslim tutanağındaki imzanın açıkça farklı olduğuna, davacı çalışanlarından Metin Çelik'in, kredi kartlarının kendileriyle anlaşmalı kişilere usulsüz olarak teslim edildiğine dair Mali Şubeye verdiği ifade tutanağına, kredi kartlarının gecikmeli olarak teslim edildiğine dair emsal kayıtlara, Ayşe'nin kredi kartına ilişkin başvuru evrakları ve hesap ekstrelerine dayanmış olup, başvuru evrakları ve hesap ekstreleri dışında kalan belge fotokopilerini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı yan, bu dilekçe üzerine 03.08.2004 ve 25.09.2004 tarihli yazılar ile davacıdan kurye teslim belgelerini istemiş, gelmemesi üzerine davacının hesabından kesinti yaptırmıştır. Davacı yan, kredi kartı hesap ekstrelerinin ve bu kartla yapılan nakit çekimlerinin celbini delil listesinde istemiştir.

Davalının müşterisi Ayşe anılan dilekçede, bankadan 2003 yılı içinde kredi kartı talebinde bulunduğunu, talebinin reddedildiğini, başka bir talebinin olmadığını, kredi kartına teslim tarihi olarak bildirilen 14.10.2002 tarihinin başvuru tarihinden önce olduğunu, kredi kart bilgilerinde belirtilen iş ve ikametgah adreslerinin de kendisine ait olmadığını, kendisine hiçbir zaman ekstre gönderilmediğini ve kendisi tarafından bir ödeme de yapılmadığını, cep telefonuna bankanın gönderdiği borç bildirim mesajı üzerine bu hususları öğrendiğini bildirmiş, kartı kullananın belirlenmesini istemiştir. Hükme esas bilirkişi raporunda, teslim belgelerini saklama süresi olan 2 yıl geçmeden davalının davacıdan talepte bulunduğu, davalının bu belgeleri teslim etmediği, 8 inci maddede yazılı bir yıllık sürenin geçmesinden sonra talepte bulunan davalıya karşı davacının sorumlu olmayacağı, müşterinin dilekçe içeriğinin davalı bankaca doğru kabul edildiği, buna ilişkin davalı bankanın aldığı bir karar ya da belgenin dosyaya sunulamadığı, bu bilgilerin doğru olduğunun kabulü halinde, davalının, talebi olmayan Ayşe'ye kart çıkardığı, kayıtlara bu kişiye ait olmayan iş ve ikametgah adreslerinin geçtiği, bu adresi zarf üzerine yazıp kart ile birlikte davacıya teslim ettiği, davacı elemanlarının da bu adrese gittiği ve kartı teslim ettiği, teslim belgelerini davacının sunmadığı, davalının savunduğu zararı davalı hesabından haksız olarak çektiği, davalının davacıya parayı iade etmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkemece de, talep olmadan kredi kartı verilmesi, yanlış adresin zarfa yazılması, kredi kartını teslim alan 3 üncü kişinin harcama yapması karşısında zarara davalının neden olduğu gerekçesiyle davacı haklı bulunmuştur.

Oysa, davacı yan sözleşmenin 6 ncı maddesinde aranan teslim belgelerini davalıya ve mahkemeye sunamamış olup, delil listesinde bunlara da dayanmamıştır. Yanlış adres yazılmış olsa dahi, bu durum kargonun teslim edilmeyip, iadesini gerektirir. Davacı, doğru kişiye teslimi gösterir belgeleri ibraz edememiştir. Davacının da bu yönde kusurlu olduğu ve sözleşmeye aykırı davrandığı sabit olmuştur. Sözleşmenin 8 inci maddesinde yazılı 1 yıllık süre geçtikten sonra davalı davacıya başvurmuş ise de, müşterinin dilekçesi üzerine olay ortaya çıktıktan sonra davalı davacıya başvurduğunu savunmaktadır. Davalının bu olay nedeniyle anılan bir yıl içinde zarara uğrayıp uğramadığının belirlenmesi gerekir. Bu süre içinde zarara uğradığını kanıtlar ise, davacının bu madde uyarınca sorumlu tutulmasının mümkün olacağını ve kesintinin haklı sayılacağının kabulü gerekir. Ne var ki, davacı ve davalının dayandığı hesap ekstreleri, ödeme belgeleri ve banka kayıtları dosyaya girmemiş olup, Ayşe'nin dilekçesinde geçen hususların doğru olup olmadığı, davalı bankanın nasıl bir zarara uğradığı, bu zararın kime, hangi nedenle yaptığı bir ödeme ile doğduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Davacının salt teslim belgelerini ibraz edememesi nedeniyle bir zarar doğması ve bundan davacının sorumlu tutulması sözleşmenin 8 inci maddesi karşısında düşünülemez. 7 nci maddenin de 8 inci madde ile birlikte değerlendirilmesi ve böyle yorumlanması gerekir. Davalı, zararının varlığını ve nedenini kanıtlamalıdır. Bunu kanıtlaması halinde, yani davacının yanlış kişiye kredi kartını teslim etmesi nedeniyle yapılan harcama bedellerinin gerçek müşteriden tahsil edilemediğinin ya da edilipte iade edildiğinin kanıtlanması halinde, bundan sonra davalının yazılı adrese gidip, yanlış kişiye kartı teslim etmesi nedeniyle bir miktar kusurlu kabul edilmesi gerekeceğinin gözetilmesi gerekir. Ayşe'nin dilekçesinin mutlak doğru kabul edilmesi düşünülemez. Esasen bilirkişi raporunda da bir varsayım olarak dilekçenin doğru kabul edilmesi haline bağlı olarak görüş bildirilmiştir.

Bu durumda, davanın bu açıklamalar çerçevesinde ele alınıp, gerektiğinde yeniden bilirkişi görüşü alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, somut olayın ve sözleşmenin yanlış yorumlanmasına dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

3- Davacı vekilinin katılma yolu ile yaptığı temyize gelince; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin 24.07.2007 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı vekili, 14.08.2007 tarihinde harcını yatırıp temyiz defterine kaydını yaptırdığı temyiz dilekçesi ile kararı katılma yolu ile temyiz etmiş ise de, HUMK. nun 176/10 uncu ve 433 üncü madde hükümleri karşısında 10 günlük karşı temyiz süresini geçirmiş olup, karşı temyiz isteminin süre yönünden aynı Kanun'un 432/4 üncü maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, alınmadığı anlaşılan 15.60 TL temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı