Mesajı Okuyun
Old 18-01-2012, 14:18   #10
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sg3506
değerli meslektaşlarım müvekkil sözkonusu işyerinde yaklaşık 6 yıldır çalışıyor işyeri birkaç ay önce başka bir firmaya devrediliyor bu sırada müvekkilin sözleşmesi eski firma tarafından feshediliyor ve müvekkile yeni firmayla sözleşme imzalatılıyor bir süre sonra müvekkilin işine son veriliyor. iş güvencesi için gerekli diğer şartlar var sorun kıdem konusunda. davamıza "müvekkilin eski işverenden kıdem tazminatını almış olması sebebiyle eski işverenin yanında geçen kıdem sürelerinin dikkate alınamayacağı" yönünde itiraz geldi ancak yaptığım araştırmalarda ulaştığım sonuç yeni işverene karşı kıdem tazminatı talep edildiğinde eski işveren tarafından ödenmiş olan kısım için tekrar kıdem tazminatı istenemeyeceği yönünde yani işe iade açısından müvekkilin kıdem sürelerinin yok sayılması sonucunu doğurmayacağını düşünüyorum. konuyla ilgili bilgilerinizi ve varsa yargıtay kararı paylaşırsanız sevinirim. şimdiden teşekkürler...

Soyer P., Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 yılı toplantısı, İstanbul 2005, sh. 36. " .. İş Kanunun 6'ıncı maddesinin 2'inci fıkrası uyarınca işyerinin devrinde devralan işveren, hizmet süresi ile ilgili haklarda, işçinin devreden işveren yanında çalışmaya başladığı tarihe göre işlem yapmak zorunda olduğundan, devirle işverenin değişmesi altı aylık kıdem süresini etkilemeyecektir.. "

Ayrıca Bkz. ve karş. Yargıtay 9. HD., 30.01.2006 tarih, 2006/29 E. ve 2006/1807 K. " .. Davalı şirket, dava konusu işyerini işçileri ile birlikte devralmış olup, davacı ara vermeden aynı işyerinde çalışmaya devam ederken işten çıkarılmış olduğuna göre aynı işyerinde geçen toplam çalışma süresi dikkate alınarak altı aylık kıdem süresinin hesaplanması gerekir.. "

Saygılar,


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/29

K. 2006/1807

T. 30.1.2006

• FESİH BİLDİRİMİNE İTİRAZ VE USULÜ ( Davalı Tarafça Fesih İçin Geçerli Bir Sebep İleri Sürülmemesi ve Fesih Sebebini Açık ve Kesin Bir Şekilde Belirten Yazılı Bir Fesih Bildirimi de Bulunmaması Durumunda Feshin Geçerli Nedene Dayanmadığı )

• GEÇERLİ NEDENLE YAPILAN FESİH ( Davalı Tarafça Fesih İçin Geçerli Bir Sebep İleri Sürülmemesi ve Fesih Sebebini Açık ve Kesin Bir Şekilde Belirten Yazılı Bir Fesih Bildirimi de Bulunmaması Durumunda )

• ÇALIŞTIRILMAYAN DÖNEME İLİŞKİN ÜCRETİN HÜKÜM ALTINA ALINMASI ( Davacının Kıdemi İle Fesih Nedeni Dikkate Alınarak Hüküm Kurulması Gerektiği )

• İŞE İADE TALEBİ ( Davacının İşe İade Edilmemesi Halinde Ödenmesi Gereken Tazminat İle Çalıştırılmadığı En Çok Dört Aylık Ücret ve Diğer Haklardan İse Her İki Davalının Müştereken ve Müteselsilen Sorumluluğuna Hükmedilmesi Gerektiği )

4857/m.2/6,20

ÖZET : Davacı işçi, işe iade, feshin geçersizliğine ve buna bağlı tazminat ile çalıştırılmadığı en çok dört aya ilişkin ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur. Davalı tarafça fesih için geçerli bir sebep ileri sürülmemesi ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirten yazılı bir fesih bildirimi de bulunmaması durumunda, feshin geçerli nedene dayanmadığının kabulü gerekir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3.maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile ortadan kaldırılması ve davacının kıdemi ile fesih nedeni dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmiş; davacının alt işveren davalı şirketin işçisi olması nedeniyle işe iade isteği bu davalı yönünden kabul edilmiş, işe iade edilmemesi halinde ödenmesi gereken tazminat ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklardan ise her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesi gerekir.

DAVA : Davacı işçi, davalı emekli Sandığı Genel Müdürlüğü işyerinde alt işverenler değiştiği halde, sürekli olarak ve en son diğer davalı alt işveren işçisi olarak çalıştığını ve İş sözleşmesinin sözlü olarak geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve buna bağlı tazminat ile çalıştırılmadığı en çok dört aya ilişkin ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.

Davalı Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü davacı ile aralarında iş ilişkisi bulunmadığını, davacının ihale ile iş verilen diğer davalının işçisi olduğunu, husumetin kuruma yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı şirket, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden ihale ile iş aldığını, ihale eden makamın istememesi durumunda bazı işçileri çalıştıramadığını, yeni ihale döneminde davacının çalışmasının istenmediğini, davacının kendileri döneminde ihale süresi olan 4 ay çalıştığını ve belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığını, sürenin dolması ile iş sözleşmesinin sona erdiğini, ihale alınması üzerine çalışmaları istenenler ile yeniden belirli süreli iş sözleşmesinin yenilendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece davacının davalı şirkete ait işyerindeki kıdeminin altı aydan az olduğu gerekçesi ile şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, davalı Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün asıl işveren olduğu belirtilerek hakkında açılan davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

Hüküm süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davalı Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından diğer davalıya yaptırılan iş yardımcı iş niteliğinde olup, işin davalı kurumun denetim ve gözetimi altında süreklilik arz etmesi ve davalı şirket işçilerinin münhasıran bu işyerinde çalışması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi anlamında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabulü gerekir.

Davalı Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne ait Diş Kliniği işyerinde taşeronlar aracılığı ile yaptırılan işlerde, davacının 02.07.2001 tarihinde taşeron işçisi olarak çalışmaya başladığı, taşeronlar değişmesine rağmen ara vermeden, aynı işyerinde ve aynı işi yapmaya devam ettiği, davacının son olarak davalı şirket işçisi olarak çalışmasına devam ederken iş sözleşmesinin 4.1.2005 tarihinde sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket, dava konusu işyerini işçileri ile birlikte devralmış olup, davacı ara vermeden aynı işyerinde çalışmaya devam ederken işten çıkarılmış olduğuna göre aynı işyerinde geçen toplam çalışma süresi dikkate alınarak altı aylık kıdem süresinin hesaplanması gerekir. Mahkemece sadece davalı şirket döneminde geçen çalışma süresine göre altı aylık kıdem süresinin belirlenmiş olması doğru değildir.

Öte yandan, davalı tarafça fesih için geçerli bir sebep ileri sürülmediği gibi, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirten yazılı bir fesih bildirimi de bulunmamaktadır. Böyle olunca, feshin geçerli nedene dayanmadığının kabulü gerekir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3.maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile ortadan kaldırılması ve davacının kıdemi ile fesih nedeni dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmiş; davacının alt işveren davalı şirketin işçisi olması nedeniyle işe iade isteği bu davalı yönünden kabul edilmiş, işe iade edilmemesi halinde ödenmesi gereken tazminat ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklardan ise her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluğu uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1- )Ankara 11.İş Mahkemesinin 15.12.2005 tarih 73-921 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- )Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı şirkete ait dava konusu işyerindeki işine iadesine,
3- )Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık ücret tutarı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğinin belirlenmesine,
4- )Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
5- )Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6- )Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 400.YTL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
7- )Davacı tarafından yapılan ( 78.30 )TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
8- )Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak, 30.01.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.