Mesajı Okuyun
Old 14-11-2004, 00:57   #3
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Savunma Makamı

" Savunma Makamı"

Bu kavram hem sanığın ve hem de savunmamın yerini belirleyecektir. Bu belirleme fiziksel yerden önce, yargılama hukukuna bakış açısından kaynaklanmaktadır.

Yargılama işini hakim ve savcı kimliğinde "devlet babanın bir lütfu, ihsan-ı şahanesi" olarak gören eski anlayış değişmelidir.

Çağdaş ve insancıl yargılama hukuku ceza yargılamasının merkezine insanı koyar; hem de suçsuz insanı. Neden ? Çünkü, hakkında yargı kararı kesinleşinceye kadar herkes suçsuzdur. Niye böyledir ? Çünkü, yargılamadan adalet çıkması umulmaktadır.

Peki , yargılama ilkeleri bozulunca yapılan "gayretkeşliğin" sonunda verilen karar adalettir denebilir mi ? Eğer böyle ise yargılama yapanların emekli olduktan sonraki anlattıkları, yazdıkları anıları niye övünülesi değil ?

Yargılama işlevinin merkezinde insan varsa, onun savunma hakkı en temel olandır. Tam karşıtı, savunmanın şu veya bu ölçüde gereği gibi yapılamaması demektir ki, adalete ulaşmayı yok eder.

Platon'un eşi ağlamakta: Kocacığım seni haksız yere ölümle cezalandırıyorlar.

Platon'un yanıtı: Ağlama hanım, "YA BİR DE HAKLI YERE Mİ ÖLDÜRSELERDİ ?"

Savunmayı çarpıcı biçimde anlatan "darb-ı mesel"lerden biri bu.

Bir başka tehlike ise yakın zamanda yaşanmıştır.
1973 yılında Şili'de general Pinochet sosyalist devlet başkanı Allende'ye karşı darbe yaptıktan sonraki süreçte, savunma makamı temsilcileri olan avukatlar savunmanlıklarını yaptıkları sanıklarla yan yana konulmuşlardır.

Bir ayrıntı : AVUKATLAR SANIKLARLA BİRLİKTE KELEPÇELENEREK.

Sonuç:

Savunma makamınde görevli avukatların şu anda bulundukları yer normal olup;

sanıkların, hukuksal yardım alacakları avukatların yanına gelmeleri ve (Sayın mehmet.goker imzalı öneride olduğu gibi) SORGUYA ÇEKİLECEĞİ ZAMAN SORGU YERİNE ALINMALIDIR.

Avukat Ömer KAVİLİ