Mesajı Okuyun
Old 13-09-2003, 11:04   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bir ekleme:

Borçlar kanunu 96. madde hükmü özel nitelikte olan ayıp hükümleri ile yarışır hak niteliğindedir. Başka bir ifade ile, ayıplı mal alan kişi süre hariç daha avantajlı haklar bahşedilen ayıp hükümlerine süre aşımından dolayı başvuramayacak durumda ise, BK.125 kapsamında 10 yıllık zamanaşımına tabi olan BK.96 ' daki borçlunun her türlü zararlardan sorumluluğuna başvurmasına engel yoktur..

Borçlar Kanunu 96. madde kapsamında ayıplı mal satışı, kötü ifa yahut ifanın gereği gibi yapılmaması olarak değerlendirilmektedir. Bunun tek sakıncası, borçlunun kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ileri sürerek ve kusursuzluğunu ispat ederek sorumluluktan sıyırabilme imkanının olmasıdır.

Ancak sizin olayda, üretim hatasının varlığı bilirkişi raporu ile de sabit bulunduğundan satıcının kusurlu olduğu açıktır.

Bk.194-207 arasında düzenlenen ayıp hükümleri içinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, davanızda 202,203 ve 204. maddelerde ayrı ayrı düzenlenmiş alıcının seçim hakalrından hangisini talep ettiğinizdir.

Diğer yandan, satımdan çok sonraki bir tarihte ortaya çıkan üretim hatasını, düz bir kullanıcının anlaması olağan ve beklenebilir bulunmadığından gizli ayıbın varlığı iddia edilebilir. Doktrin ve Yargıtay, basit inceleme ile anlaşılamayacak kompleks üretim hatalarını gizli ayıp saymaktadır. Gizli ayıp durumunda, her zaman hile sözkonusu olmasa bile satıcı hile varmış gibi sürelere sığınma hakkını yitirmektedir.

Tüketiciyi koruma kanununda '' ayıp gizli ise ve hile...'' şeklinde devam eden ifadenin '' ayıp gizli ise veya hile.. '' olarak değerlendirilmesinin doğru olacağını belirtmek isterim..

Saygılarımla.