Mesajı Okuyun
Old 02-10-2007, 22:48   #1
insicam

 
Varsayılan 4483 sayılı kanun ve tereddütler..

Öncelikle herkesi selamlayarak söze başlamak istiyorum.
Bilindiği üzre 4483 sayılı kanunun amacı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir.
Uygulamada oluşan tereddütleri YCGK.nun 17.2.2004 tarihli ve 2004/2-10E-2004/40 sayılı kararı kısmen çözdü.Bu karara göre"Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki 4483 sayılı Yasanın, suç yönünden kapsamı belirleyen "görev sebebiyle işlenen suç kavramı, memuriyet görevinden doğan, görev ile bağlantılı ve görevden yararlanarak işlenebilen suçları, başka bir anlatımla sadece memurlar tarafından işlenebilen, failin memur olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçları ifade eder. Öğrencisi olan mağdura yönelik bıçakla etkili eyleme kalkışma suçundan sanık öğretmen hakkında soruşturma yapılabilmesi için 4483 sayılı Yasa uyarınca idari merciden izin alınması gerekmez"
Ancak bu olayda az çok bir görev dışılık söz konusu,zira şikayetçi öğrenci hafta sonu sanık öğretmenin evine gitmiş suç bu sırada işlenmiş.

Bir an için şöyle düşünelim.
1- Öğretmen derste yaramazlık yapan öğrencisini yanına gidip öğrenciyi derste tokatlıyor.Bu eylem acaba 4483 sayılı kanuna göre soruşturma izni gerektirir mi yoksa savcılık izne gerek duymadan doğrudan soruşturma yapabilecek mi?
Öğretmenin eylemi 86/3-d olmaz mı?

2- Trafik polisi ehliyet kontrolü yaptığı şahsa tokat atıyor.Bu eylemde 4483 sayılı kanuna göre soruşturma iznine mi tabi.Yoksa doğrudan soruşturma yapılabilir mi?

4483 Sk.nun 2/ son fıkrasındaki "765 sayılı Türk Ceza Kanununun 243 ve 245 inci maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 154 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri uygulanmaz" hükmünün yeni TCK maddeleri karşısında uygulanma kabiliyeti kalmışmıdır?Yeni TCK'da eski TCK'nın 245. maddesine karşılık gelebilecek madde TCK 256 atfı ile TCK 86/1 yada 2 ve 86/3-d' midir.

3- Trafik polisinin bu eylemi 5271 sayılı TCK'daki hangi suçu oluşturur.
TCK 94 ve 96 olmaz gibi.Madde gerekçelerine göre bu suçlar az çok süreklilik gerektiriyor.
Eski TCK'da 245. madde bu eyleme karşılık geliyordu.Şimdi ise TCK 256 atfı ile TCK 86/1 yada 2 ve özellikle TCK 86/3-d olacak gibi gözüküyor.

Ancak, gerek öğretmenin ve gerekse polis memurunun eylemleri görev sebebiyle değildir ve bu nedenle doğrudan soruşturulabilir dersek ve sonrada bu eylemlere TCK86/3-d fıkrasını uygularsak çelişki olmaz mı?
Değerli görüşlerinizi bekliyorum.
Saygılarımla...