Mesajı Okuyun
Old 24-07-2006, 12:27   #1
Av.Ceylan Pala Karadağ

 
Varsayılan Tanınmış Markanın Korunması-1/Yargıtay Kararı

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
E:2000/5331
K:2000/6265
T:03.07.2000
• TANINMIŞ MARKANIN KORUNMASI
ÖZET: Davacının tanınmış markası, davalı tarafından başka mallarda kullanılmak üzere tescil edilmiştir. Davalı markasının, davacının tanınmış markasının toplumda yarattığı isimden yararlanacağı, yani kendisine haksız avantaj sağlayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK.nin 9/c maddesinde Öngörülen koruma halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
[ 556 s. KHK. m. 9/c (24.6.1995 Ta.)]
Taraflar arasındaki davanın (Beyoğlu Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi) n ce görülerek verilen 29.2.2000 tarih ve 1999/15-2000/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekilleri, müvekkilleri adına tescilli, çok tanınmış "GLASURIT" markası ile davalılar tarafından yaptırılan, "GLASSERIT" markası arasında iltibas bulunduğunu ileri sürerek, davalı markasının sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı markasının tanınmış olmadığına ve markalar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, markaların farklı sınıflara giren emtialar için tescil edildiği, davalı markasının davacıya ait markanın itibarına zarar verebilecek nitelikte olmadığı ve ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurmasının da mümkün bulunmadığı yolundaki bilirkişi raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, tanınmış olduğu ileri sürülen markaya, başka mallarda kullanılmak üzere tescili yapılan markanın yarattığı iltibas nedeniyle sicilden terkini istemine ilişkindir.
Davacı markasının yüzden fazla yabancı ülkede tescilli olduğunun ve tanınmışlık düzeyine eriştiğinin kabulü gerekmektedir. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporu ve mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Davada halli gereken çekişme, bu markanın başka mal ve hizmetlerde kullanılmasının mümkün olup olmadığına ilişkindir. 556 sayılı Markalar Hakkında KHK'nin 9/1-c madde, fıkra ve bendi uyarınca, marka sahibi, markasının aynı veya benzeri olan bir işaretin, markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerde kullanılmasını, bu kullanım tescilli markanın itibarı dolayısıyla kullanana haksız avantaj sağlıyor veya tescilli ayırt edici karakterine zarar veriyorsa, men edebilir (Prof. Dr. Ü. Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, sh. 399). Anılan Kararname maddesine getirilen bu hükümle, tescilli markanın ulaştığı tanınmışlık düzeyi dolayısıyla toplumda yarattığı güven ortamından haksız yararlanılması veya tanınmış markanın kalitesiz mal veya hizmetler ürettiği intibaına yol açacak şekilde, tanınmış marka tarafından bu tanınmışlığı sağlayan mal ve hizmet üretimi kalitesinden düşük nitelikte mal veya hizmet üretilmesi suretiyle tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi engellenmek istenmiştir. Somut olayda, davacının tanınmış markası davalı tarafından başka mallarda kullanılmak üzere tescil edilmiştir. Davalı markasının davacının tanınmış markasının toplumda yarattığı isimden yararlanacağı ve satışlarını bu suretle artıracağı, yani kendisine haksız avantaj sağlayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca 556 sayılı Markalar Hakkında KHK nin 9/1-c maddesinde öngörülen koruma halinin gerçekleştiğinin kabulüyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşünceyle yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalı vekillerinin temyiz itirazlarının.incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine, ödedikleri temyiz peşin harçların temyiz edenlere iadesine, 3.7.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.