Mesajı Okuyun
Old 02-04-2019, 14:46   #14
Burak Ülker

 
Varsayılan

Meslektaşlarım merhaba, vatandaşlık başvuru reddine ilişkin iptal davalarında emsal teşkil edebilmesi açısından henüz Danıştay'da olan bir dosyamın kararını paylaşıyorum. iyi çalışmalar.

DAVACI : A... Ch...
VEKİLİ : Av. Burak Ülker
ANKARA

DAVALI : İçişleri Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri / Aynı Adreste

DAVANIN ÖZETİ : Türk vatandaşı ile evli olan Kırgızistan uyruklu davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. Maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 21.11.2014 tarihli işlemin; evliliğin usulüne uygun ve gerçek bir evlilik olduğu, milli güvenlik ve kamu düzeni açısından engel hali bulunmadığı, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının Türk vatandaşlığını kazanma istemi üzerine idarece yapılan tahkikat sonucunda, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından sakıncalı olduğu, davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 13. İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, Türk vatandaşı ile evli olan Kırgızistan uyruklu davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. Maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 21.11.2014 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinde; " Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c)Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, 02.12.2005 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen Kırgızistan uyruklu davacının Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi hükümlerine göre yapmış olduğu başvuru üzerine Kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı yönünden Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı tarafından yapılan arşiv araştırması sonucunda davacının Türk vatandaşlığına alınmamasının daha uygun olacağı yönünde menfi görüş bildirilmesi nedeniyle 5901 sayılı Kanun'da aranan "Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının en az 3 yıldır Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının bulunduğu, aynı çatı altında evlilik birliğini sürdürdüğü, evliliklerinin Türk kültürüne uygun olup menfaat karşılığı olmadığı, apartman içerisinde aile olarak komşuluk ilişkilerinin olduğu, genel ahlak ve adaba ters düşecek bir yaşam tarzlarının olmadığının tespit edildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı tarafından yapılan arşiv araştırması sonucunda davacının Türk vatandaşlığına alınmamasının daha uygun olacağı yönünde menfi görüş bildirilerek davacının "Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." ilkesini sağlamadığı nedeniyle Türk vatandaşlığına alınma başvurusu reddedilmiş ise de Mahkememizce yapılan ara kararına rağmen davacının Milli güvenlik ve Kamu düzeni açısından sakıncalı bulunduğuna ilişkin soyut iddia dışında somut bir tespit ve suçlama bulunmadığıve dayanak oluşturacak bir bilgi ve belge gönderilmediği görülmüştür.
Bu durumda, Türk vatandaşı ile aile birlikteliği içerisinde evliliğini sürdüren ve yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinde aranan şartlarla bağdaşmayacak somut bir fiili bulunmayan davacının Türk vatandaşlığına alınmasına yönelik isteminin 5901 sayılı Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan şartı taşımadığı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 125,50 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 27/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, Türk vatandaşı ile evli olan Kırgızistan uyruklu davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. Maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair 21.11.2014 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinde; "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, 02.12.2005 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen Kırgızistan uyruklu davacının Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi hükümlerine göre yapmış olduğu başvuru üzerine Kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı yönünden Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı tarafından yapılan arşiv araştırması sonucunda davacının Türk vatandaşlığına alınmamasının daha uygun olacağı yönünde menfi görüş bildirilmesi nedeniyle 5901 sayılı Kanun'da aranan "Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yabancının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığı kazanabilmesi için Kanun'da belirtilen tüm şartların bir arada bulunması aranmakla birlikte, Türk vatandaşlığına alınıp alınmama konusunda idareye takdir hakkı tanındığı, koşulları taşıyan herkesin isteği halinde Türk vatandaşlığına mutlak şekilde kabul edileceği yolunda mevzuatta herhangi bir hüküm yer almadığı, Devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olarak davacı hakkında yapılan arşiv araştırmasının da dikkate alınarak evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma isteminin reddedilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk karara katılmıyorum.


HAKİM
A.Ö.