Mesajı Okuyun
Old 10-10-2007, 16:28   #18
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Tanzim tarihinden muayyen bir müddet sonra ödenmek üzere tanzim edilmeyen bono batıl sayılınca, batıl saymanın gerektirici sebebine göre, senet üzerindeki vadenin geçerli bir vade olarak kabulü mümkün değildir.

Bu takdirde, senet üzerindeki tarihler mutlaka isticvab yoluyla açıklanmak zorunda mıdır ?

Borçlar Kanunu m.74 uyarınca, “ecel meşrut olmadığı ya da işin mahiyetinden anlaşılmadığı takdirde, borcun hemen ifa ve derhal icrası talep olunabilir.” durumdadır.

Ayrıca, Yargıtay'da, vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için, TTK m.615/3 maddesinde ön görülen koşulları taşımayan, kambiyo senedi vasfında olmayan senedin, genel haciz yolu ile takibinin mümkün olduğunu belirtmiş. Karar eklidir.

Saygılarımla.


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/14712
Karar : 2003/18685
Tarih : 29.09.2003

ÖZET : İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur.

(6762 sayılı TTK. m. 615/3) (2004 sayılı İİK. m. 68)

KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur. Alacaklının İİK.nun 68. maddesinde ön görülen nitelikleri taşıyan bu belgesine karşı, borçlu, aynı madde de yazılı bir ödeme belgesi sunamadığına göre, alacaklı isteğinin kabulüne, borçlunun itirazının kaldırılmasına ve tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerine gerekçeye aykırı şekilde ve yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus Arşiv