Mesajı Okuyun
Old 03-11-2011, 10:13   #15
S.Orhan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan phantomagony
Kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karardan sonra, 267. maddenin uygulanması açısından yasa koyucu her ne kadar itiraz üzerine kesinleşme aramamakta ise de; bu yolun da tüketilip, itirazın reddine dair verilen kesin karardan sonra tekrar aynı suçtan şikayette bulunan şahıs hakkında TCK'nun 267. maddesinin işletilip en azından kovuşturma aşamasına geçilebilmesi daha muhtemeldir kanaatindeyim
Saygılarımla...
Şİkayet üzerine kamu davası açılmış,hatta sanık tutuklanmış,yargılama sonucunda beraat etmiş, ancak beraat kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise;beraat kararı, yasa yolları tüketilmeden, temyiz incelemesinden geçmeden kesinleştiğinden TCK.nun 267.maddesinden soruşturma yapılamaz diyebilecekmiyiz?
CMK.nun 173.maddesini incelediğimizde, kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz hakkı sadece suçtan zarar görene (diğer bir deyimle, işlendiği iddia edilen iftira suçunun şüphelisine) aittir. TCK.nun 267.maddesinin işletilebilmesi için itirazla kesinleşme koşulu getirildiği takdirde,suçtan zarar gören itiraz etmeye zorlanamayacağına göre, gerçekten iftira suçu işlenmişse sırf bu nedenle eylem yaptırımsız kalacaktır.
Bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığı kararının, itirazın reddi kararı ile ya da itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda TCK.nun 267.maddesi kapsamında soruşturma yapılabileceği kanısındayım.Tabiki kamu davası açılmasına gerek bulunup bulunmadığını soruşturmayı yapan savcı, dava açılmış ise suçun oluşup oluşmadığını yargılamayı yapan mahkeme değerlendirecektir.
Saygılarımla.