Mesajı Okuyun
Old 22-01-2007, 12:44   #4
ares139

 
Varsayılan

Konuyu ilişkin kararlarıda şimdi buldum.Bilginize sunarım.Umarım işinize yarar.Saygılarımla.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1998/9076
Karar No.
1998/10474
Tarihi
08.10.1998


6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/602/688/690


BONO
ALACAĞIN TEMLİKİ
KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP
VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO
DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS


ÖZET
VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKÜMLERİNİ DOĞURUR. CİRO İLE BONOYU DEVRALAN ŞAHIS ALACAĞI TEMLİK ALAN ŞAHSIN HAK VE YETKİLERİNE SAHİP OLUR. ANCAK VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO SENEDİN KAMBİYO SENEDİ OLMA NİTELİĞİNİ KAYBETTİRMEYECEĞİ GİBİ KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP YAPILMASINA DA ETKİLİ OLMAZ.


DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddedi içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.7.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Takibe konu senet TTK.688. maddesindeki unsurları içerdiğinden bono niteliğindedir. Mercice de kabul edildiği üzere, Sultandağı İcra Müdürlüğünün 95/104 sayılı dosyasında yapılan icra takibinde takip yapanın lehtar Mehmet T. olduğundan Abdil T.'a yapılan ciro vadeden sonradır. TTK.690-602 maddeleri gereği vadeden sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerini doğurur. Ciro ile bonoyu devralan şahıs alacağı temlik alan şahsın hak ve yetkilerine sahip olur. Ancak vadeden sonra yapılan ciro senedin kambiyo senedi olma niteliğini kaybettirmeyeceği gibi kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmasına da etkili olmaz. İtiraz edenler borcun ödendiğini iddia etmişlerse de bu konuda delil ibraz etmedikleri gözetilerek itirazın reddi yerine kabulü kararı verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de nisbi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 8.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU


Esas No.
1992/11-217
Karar No.
1992/333
Tarihi
13.05.1992


818-BORÇLAR KANUNU/162
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/429
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/72
6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/602/705


ALACAĞIN TEMLİKİ
CİRO
VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO
BONOYA İLİŞKİN DEFİLER


ÖZET
VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO B.K.NUN HÜKÜMLERİ UYARINCA ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKÜMLERİNE TABİ OLACAĞINDAN, DAVA DIŞI ASIL ALACAKLIYA KARŞI İLERİ SÜRÜLEBİLECEK DEF`İLER DAVALI TEMELLÜK EDENE KARŞI DA İLERİ SÜRÜLEBİLİR.


DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi`nce davanın reddine dair verilen 13.12.1989 gün 1988/1279-1989/980 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.6.1991 gün ve 1990/2460-1991/4068 sayılı ilamı: ( ...Dava konusu bonolar bono alacaklısı dava dışı A.T. tarafından bankaya tahsile verilmiş olup, bankaca dava konusu bonoların vadesinde ödenmesi için davacıya ihbarname gönderilmiştir. Banka ihtarnamelerinde davalı, bankaya bonoları ibraz eden olarak görülmediğinden davalıya dava dışı A.T. tarafından yapılan ciroların bonoların vadelerinden sonra yapıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davalıya yapılan cirolar B.K.nun hükümleri uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olacağından, asıl alacaklı dava dışı A.T.ye karşı ileri sürülebilecek def`iler davalı temellük edene karşı da ileri sürülebilir. Böyle olunca, davacı asıl alacaklıya karşı borçlu bulunmadığını da iddia ettiğine göre, bu yöndeki defi, temellük eden davalıya karşı ileri sürebilir.

Bu durumda mahkemece, davacının asıl alacaklı dava dışı A.T.ye karşı açtığı belirlenen menfi tesbit davasının sonucu beklenilerek o davanın sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken ve davalının kötü niyetli olup olmamasının davanın sonucuna etkili bulunmamasına rağmen davalının kötü niyetli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Yerel Mahkeme dava, Özel Daire bozma kararından sonra yine reddedilmiştir. Ancak bu kez verilen red kararına, bozma kararının genel esprisinden yararlanarak bozmadan önceki kararda dayanılmamış olan banka müdürlüğünden alınan dava konusu bonoların davalı tarafından bankaya ibraz edildiğine ilişkin yazı gerekçe yapılmıştır. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek usulüne uygun olarak verilmiş bir direnme kararı bulunmayıp, bozmadan önceki kararda dayanılmayan yeni olgunun gerekçe yapıldığı yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.

O itibarla, yeni hükme yönelik temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi icabeder.