Mesajı Okuyun
Old 17-07-2006, 22:55   #24
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin

Alıntı:
Az yukarıda Sayın bertrand için yazdıklarım sizin için de geçerli....Ek olarak; verdiğiniz yanıtta hukuk adına sadece MÖHÜK kavramının geçtiğini kabul ediyorum. Ama hangi madde belirtmemişsiniz. Unutmayın lütfen, bu siteye hukukçu ve hukukçu olmayan binlerce kişi girmektedir, onlara bütün Milletlararası Hukuku okutmak zahmetine sokmayınız. Üstelik ben de araştırma yapmama rağmen konuyla ilgili mevzuat bulamadım demişken...En azından benim öğrenmeme yardımcı olabilirsiniz. Bu bir şaka değil yanlış anlamayın hukuk bir derya çünkü benim şu kadar yıl avukatlık yapmamın hiçbir önemi yoktur...Özel bir konuda siz benden daha iyi olabilirsiniz ve ben bundan kompleks duymam.Bu sitenin bu yönünü çok severim zaten. Birçok şey öğrendim site sayesinde.Ama izninizle aşağıda alıntısını yaptığım yazınızda hukuki bir şey göremedim.

Sizin de bahsettiğiniz gibi hukukçu olmayan site üyelerini düşünerek son derece anlaşılır, detaylardan ve teknik hukuk terminolojisinden uzak, günlük hayatta kullanılan dille yazılmış basit bir iki cümle yazdım. Eğer arkadaşlarım konu içerisinde belirtselerdi konu ile ilgili bildiğim ne varsa en ayrıntılı şekilde açıklardım. Hukuk eğitimi almamış bir kimseye danıştayın ilgili kanun maddesinin ışığında vermiş olduğu bir kararı sumak sanırım o kişi için pek sıkıcı olsa gerek. Herşeye rağmen, eğer arzu ederseniz şahsınız için küçük bir araştırmayla birlikte ilgili kanunun TBMM'de kaç red oyuna karşılık kaç kabul oyuyla geçtiğini dahi belirtebilirim. Ancak o bahsettiğimiz hukukçu olmayan üyelerimizin bu tür bilgileri okumaktan hoşlanacaklarını düşünmedim.

Alıntı:

belki de infiallere neden olacak, toplum yapımızla bağdaşmayacak bir durumdur. Bu durumda kaynağını toplumun yaşam tarzından alan hukuk kuralları buna doğal olarak izin vermeyecektir.

Yukarıda yazdığım cümlelerde hukuk içerikli bir şey bulamamaktan şikayet etmişsiniz. Sayın Ergin, size ders vermek benim haddime bile düşmez ancak hukuku sadece kanun, yönetmelik, tüzük ve bunları tabi olduğu anayasa olarak algılamak sizce ne kadar doğru? Bir ülkede hukuk kuralları ne için yapılır? Branşı ceza hukuku olan bir avukat oalrak gayet iyi bilirsiniz ki toplumu karşı karşıya bulunduğu tehlikelerden korumak ve gerektiğinde yaptırım öngörmek için. Sizin 'saçmalama' olarak yorumladığınız ve bizim yukarıda yaptığımız tartışma bunun üzerineydi.

Şimdi hukuki içerikli olmadığını iddia ettiğiniz o cümlelerle ilgili bu sefer işin içine tıp be biyolojiyi de sokarak küçük açıklamalar yapayım, izin verirseniz.

Sayın Ergin, insanın cinsiyetini belirleyen, bünyesinde bulunan hormonlar ve bu hormonların oransal ağırlığıdır. Erkeklik hormonu testosteron ve kadınlık hormonu östrojen her insanın bünyesinde bulunur, ancak biz erkeklerde testosteronlar daha baskındır, bu yüzden bayan değiliz. İnsanda yaradılıştan belli oranlarda bulunan bu hormonlar kişi dünyaya geldikten sonra da değişim gösterebilir-ki eşcinsellik veya transeksüellik dediğimiz vakalar doğuştan olmaktan ziyade bu şekilde olmaktadır-. İnsanın belli bir cinsiyette dünyaya gelmesinin ardından, o'nu cinsiyetini değiştirmeye kadar götürecek olan hormon dengesindeki değişiklik kişinin yaşam stili, arkadaş grubu, ilgi alanları ve özellikle küçüklükte birlikte bulunduğu insanlarla meydana gelir. Yani erkek veya kız doğurduğunu zanneden bir anne ilerde hoş olmayan bir sürprizle karşılaşabilir. İşte bu yüzden burda bağrımızı yırtarcasına diyoruz ki; Türk toplumunda eşcinsellik veya cinsiyet değişikliği hoş karşılanmayan bir durumdur. Çocukları ve hatta yetişkinlerin bu iğrenç eğilime yönelmemeleri için mevzuatımız oluşturmalıdır. Eşcinsel evliliğinin meşru kılındığı bir toplumda(ki bana göre devlet yukarıda bahsettiğim sonradan meydana gelen eşcinselliği önlemek için kanunlar bile çıkarmalıdır) küçük çocukların ve hatta yetişkinlerin nasıl bir boşlukta kalacağını düşünebiliyor musunuz? Özellikle batı seviyesinde refah sahibi olan ailelerin çocuklarında manevi boşluk sebebiyle bu sapkınlık çok sık görülmekte. İnsanın yaradılışından gelen bu duruma(her insanın içinde bulunan potansiyel eşcinsellik eğilimi) karşı devletin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini savunuyoruz, çünkü eşcinselliği temelinde yanlış bir şey olarak görüyoruz. Ha, eğer siz eşcinselliği bizim gördüğümüz anlamda değerlendirmiyorsanız, eğer sizin için eşcinsellik özgürlükler anlamında her insanın tatması gereken bir macera ise, o zaman saygı duyarım. Bunun için de burada mesaj yazarak değil kendinizi ve çocuklarınızı vicdanınızda değerlendirmenizi öneririm. Affınıza sığınarak bu örneği veriyorum, erkek çocuğunuzun 20'li yaşlarda bir eşcinsel olduğunu öğrenseniz tepkiniz bu forumda yazdığınız yazılar kadar özgürlükçü olur mu? Ben kendimi ve babamı o vicdan muhasebesine tabi tuttuğumda nasıl katı düşünüyorsam, burada eşcinselliğe karşı verdiğim tepki de o sertlikte. Kendi babamın 55 yaşında eşcinselliği seçmesi sürpriz olmaz, zira pek çok ünlü 40 yaşından sonra bu sapkın yolu tercih etti(isterseniz özel mesajlarla kim olduklarını söyleyebilirim). Ben de bu yüzden bu lanet olası illeti ülkemizden ve toplumumuzdan uzak tutmak için kafa yoruyorum, bunun içinde yasal düzenleme yapılması, en azından mevcut haliyle eşcinsel evliliklerin yasaklı kalmasının en doğrusu olduğunu düşünüyorum. İşte yukarıda yazdığım 'hukuki olmayan' yazımın açılımı buydu.

Saygılar