Mesajı Okuyun
Old 31-05-2009, 08:50   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gülnihal çevik
A şirketinin B (bize ) şirketine 300.000 TL. çeklere dayalı borcu var.
B şirketi olarak ilk çek için icra takibi yapıyoruz.
A şirketinin piyasaya çok borcu var.

A şirketi bize X gayrimenkulünü vermek istiyor. Ve iki taraf arasında yapılan yazılı sözleşme ile 100.000 TL. lik bu ilk çek karşılığı X gayrimenkulü müvekkilimin üzerine tescil ediliyor.

Sözleşmede: X gayrimenkulünün B şirketi sahibi üzerine tescili ile falanca icra dosyasında her hangi bir alacak kalmayacaktır, çek A şirketine verilecektir, yazmakta.

Anlaşma A şirketinin avukatı varken ancak B şirketinin avukatı yokken yapılıyor.
Araştıracak zaman olmadan işlemler 1–2 saate sığdırılmış.

Gayrimenkulün değerinin 20.000 TL. olduğunu öğrendik.

Taraflar arası anlaşmaya göre icra takibi sona erdirildi. Harç ödenmeden çek in icra dairesinden alınması için A şirketi icra mahkemesinde takibin iptali davası açtı ve B şirketi davayı kabul etti. Çek aslı halen alacaklı B şirketinde. ( bizde )

Çek aslını borçlu A şirketi talep ediyor. Verirsek aradaki fark için sebepsiz zenginleşme / gabin vs davası açamayız. Vermezsek 20.000 TL. haksız kazancımız olmuş olacak, bizi dava edebilirler.

Aradaki farkı nasıl alabileceğimiz konusunu çözemedim.

Müvekkilimin basiretsiz davrandığı konusunu söyle açıklayabilirim. A şirketinin piyasaya 2 trilyon civarı borcu olduğunu bize gelen 103 davetiyelerinden öğrenmiştik.
Zaman kaybetmeden gayrimenkulü alabilmek amacı ile ve gayrimenkulün değerinin çok daha yüksek olduğunun söylenmesi ile bu anlaşmayı kabul etmiş.

Taraflar arası anlaşma yolu artık kalmamış bulunmakta.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
İyi çalışmalar.

Verilen gayrımenkul'un "ifa yerine edim (ödeme)" olarak değerlendirilebileceğini ve bu bağlamda o çek için borcun sona ermiş kabul edilebileceğini düşünüyorum. Çünkü açıkça, " gayrımenkul devrinin o takip (çek) nedeniyle yapıldığı, alacağın kalmayacağı ve çekin iade edileceği" kabul edilmiş!

Bu itibarla, "ifa yerine edim" ile "ifa uğruna edim" konularına bir göz atmanızda fayda görüyorum.

Not: İki tarafın tacir oluşu gözetildiğinde gabin iddiasının da, "basiretli tacir olmak" yönündeki davranış zorunluluğu nedeniyle dinlenemeyeceği kanaatindeyim.