Mesajı Okuyun
Old 24-02-2007, 18:48   #14
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın korayad,
Alıntı:
Yok olmaya yüz tutmuş bir hindu kavminin dilinini bile herhangi bir devletin resmi dilinden farklı görmemek gerekir,kanaatimce.

Eğer böyle düşünüyorsanız; o zaman, farklı bir dilde verilen dilekçenin tercüme edilmesini, hiçbir şekilde kabul etmemeniz ve bu nazardan dava dilekçesinin iptal edilmesi sonucuna da karşı çıkmanız gerekmez mi? Bir tahvil durumu var ve bunu kabul ediyorsanız; devletin resmi dili söylemine zaten zımni onay ve dahası resmi dile üstünlük vermiş oluyorsunuz demektir bu.

Ayrıca yurdum topraklarında yaşayan ve ancak Türkçe bilmeyenler, bu halde Türkçe bilmedikleri için farklı dille dilekçe versinler, sonra dönüp onun yeminli tercümesi ile uğraşsınlar, hem zaman ve hem de masraf kaybını göze alsınlar diyorsunuz ya; bu dolambaçlı yola gerek ne? Kendi meramını anlatabilecekleri biri tarafından başlangıçta tercüme yapılması ve dilekçenin olması gerektiği gibi verilmesi mantık yönünden daha pratik olmaz mı?

Ayrıca formun devamı usül hukukundan öte; hukukçuluk anlayışı, hukuk felsefesi -ki; onların sitede ayrı alanları var- ve dahası siyasete -ki; sitede yasak- dönüşeceğinden; burada bir es vermeyi teklif ediyorum. Ne dersiniz?

Saygılarımla.