Mesajı Okuyun
Old 18-07-2009, 03:38   #1
morenostrum06

 
Mutlu Bazen Kadın Olmaktan Utanıyorum...8yıl Önce Boşanmış Eşim 5 Yıldır Çocuğunu Göremiyor

"7 yıllık evliyim.eşimin ayrıldığı eşinden olan 10 yaşında bir kızı var. Tüm müdehalelerine rağmen eşim 5 yıldır kızını göremiyor.Sonunda velayetin nez-i ve tevdii davası açtık. Duruşmanın bu celsesinde ben de tanık olarak dinleneceğim. Merak ettiğim şey şu; ben bu duruşmaya bundan sonra müdahil olarak katılmak istiyorum.Karşı tarafın kendisi ve vekilinin telefonda sürekli bu konu sizi ilgilendirmez vs. gibi hareketleri beni oldukça üzüyor.Çünkü ben bu konunun beni tamamen ilgilendirdiğini düşünüyorum.Sonuçta biz bir aileyiz.Eşimin çocuğunu da kendi çocuğum gibi görüyorum. Müdahil olabilirmiyim acaba? Bu konuda fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim."
Daha önce yazmıştım. Davaya katıldık.Hakim anlattıklarımı dinledi.Dava süreci lehimizde ilerliyor diye düşünüyorum.Çünkü dosyamıza doğruların dışında hiçbir delil sunmadık.Ancak inanın büyük bir hayal kırıklığı içindeyim. Karşı tarafla hemcinsim olduğu için yaptığım bütün iyiniyetli girişimlerime karşılık maalesef avukatlarının da girişimleri sonucu ihanet gördüm.
Velayet davamız sürerken davalı taraf "Kişisel İlişkinin Tamamen Kaldırılması " için taleplerde bulundu.Hakim reddetti. (Bir baba veya anne ile kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını teklif etmek hangi ahlaka,etiğe sığar? Baba veya annenin bunu gerektirecek hali olmadığı halde)
Aynı zamanda karşı taraf yine ikamet ettiği yerel mahkemede devam eden ve kendi açtığı "Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi" davasın da tedbir istedi.Tedbir reddedildi.
Eşimin çocuğunu yanına alıp kişisel ilişkisi kurması gereken tarihten bir hafta önce X eş farklı bir ilden (iznini burda geçireceği gerekçesiyle) yine tedbir talepli aynı istekte bulunmuş.Davadan ,Kalem ve Uzmanların bizi bulmak için verdiği çabalar sayesinde tamamen mucizevi bir şekilde haberimiz oldu. Burada Sosyal Hizmet Uzmanı ve Pedegog hem karşı taraf ve eşini,hemde ben ve eşimi en önemlisi de çocuğu dinledi. Raporda: "Taraflarla yapılan görüşmelerden ve davalı babanın dosyaya sunduğu belgelerden,davalı babanın 5 yıldır kızını görmesi engellendiği,küçük çocuğun babasına ilişkin belirttiği olumsuz duygu ve düşüncelerinin çocuğa ilişkin istismar veya ihmalden değil "ebeveyne yabancılaştırma sendromundan kaynaklandığı ,çocuğun ne kadar büyük bir psikolojik baskı altında olduğu ve ters yansıtma içinde bulunduğu " anlaşılmıştır.Küçüğün yaşına göre (10 yaşında ) fiziksel,zihinsel ,bilişsel gelişiminin uygun olduğu ancak duygusal olarak örselenmiş olduğu görülmüştür.Çocuğun anlattığı olay annesinin anlatıklarıyla aynıdır.2002 yılına dair olayları annesinin cümlesiyle anlatan çocuk, 2003 yılında babasının yanında yaşadıkları sorulduğunda anlatamamakta, hatırlamıyorum demektedir. Bu öğrenilmiş bir davranıştır.Babasının yeni eşinin kendisini telefonla aradığını " annen seni kaçırıyor o yüzden göremiyoruz " dediğinden bahsetmektedir... "Üvey babasını sevmesi ,öz babasıyla ilişkisinin kötü olmasını gerektirecek bir durum değildir"... sonucu çıktı.
Bu davadan sonuç alamayan karşı taraf hemen ertesi gün tekrar aynı dilekçe ile yeniden dava açıyor. Ne mucizevi bir durum ki dava aynı mahkemeye düşüyor.Ve karşı taraf davadan feragat ediyor Davaların her ikisi de reddedildi. Davada ki gerekçe ise bana çok komik geldi. (Çocuk üvey babasıyla çok mutlu .Gerçek babasından korkuyor.Korkma sebebine hiçbir delil yok.)Vee eşimin her yıl yaşadığı o büyük sendrom yine başladı. Eşim ve ben tam 8 gün otellerde kalarak takiplerle uğraştık.Ama maalesef yine çocuğu alamadık.Her başvurduğumuz kapıda uzun ve zorlu bir süreç var.O süreçte de belirlenen tarih geçiyor.Yine de gerekli girişimleri yaptık.Kendiniz tespit yapıp tanık gösteriyorsunuz borçlu adreste yok. Tanığınız var buna dair.ama illaki icra takibi şart. Sonuç elde etmek isterken arada kaybedilen,yaralanan, yıllarca bu yaranın sancısını yaşayan çocuklar oluyor. Ne acıdır ki bu konu da savcılığa yapılan şikayetlerin birçoğu biz kadınların çocuklarını babalardan kaçırmaları yüzünden.Şimdi eşim ne yapsın? Türkiye'nin her ilinde icra takibi mi?Yaşadığımız şehirle takip yaptığımız illerin biri 628 km,diğeri 1370 km. Ve bu uğurda verilen mücadele sonucunda elinizde kalan düş kırıklığına mı yanarsınız? Harcadığınız tek kuruşun dahi küçüğe harcanmadığına mı? Şimdi böyle bir durumda olan annelerin hakikaten çocuklarını
ve geleceğini düşündüğüne inanabilir misiniz?
Görünüşte erkek egemen toplumuz .Ama ben inanıyorum ki erkekler bizden çok daha az haklara sahip.Çocuklarının geleceğini onlar bizden çok düşünmesine rağmen ,en fazla mağdur olanda onlar.(istisnalar hariç)
Ve bütün bunları da bir kenara bıraktım. Esas davanın görüldüğü mahkemeden sonuç alamayınca başka başka illerden dava açıp, mahkemeleri hem usul hemde ekonomik yönden meşgul etmenin hiç mi cezai yaptırımı yok?Yani ben ve eşim bu gidişle Karadeniz ve Ege Bölgesinde çook daha davaya gireceğiz galiba.Yinede çok şanslı hissediyorum bizleri.Adaletin tecellisi ve gerçeği diyorum.Karşı tarafın bize ulaşılmasını engellemek için yaptığı bütün çabalara rağmen adalet yine bizi buldu.En kötüsü de bütün bu husumetler eşim benimle evlendikten sonra başladı.Adeta kendimi suçlu ve bu olayların sebebi hisetmeye başladım.Çünkü eşim boşnadığında bekarkan karşı taraf çocuğu zamanında teslim ediyordu.Şimdi hem o hem eşim evli.Buna rağmen karşı taraf bize ve çocuğa işkence etmekten adeta zevk alıyor. Bu seyirde eşime destek olacağım derken ,eşimin stres yüzünden başına bişey geleceğinden endişe ediyorum. Yani eşimle birbirimizi çok sevip anlamamıza,7. yılımızı 2 ağustos tarihinde bitirecek olmamıza ,en önemlisi kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen eşim hala BOŞANAMADI.Kısacası X eşininden boşandı diye çocuğunu da boşaması için psikolojik baskı altında ...