Mesajı Okuyun
Old 01-02-2003, 00:29   #19
Nusret

 
Varsayılan Mehmet Saim Tikici arkadaşımıza

Bu konunun değindiğiniz yanı itibariyle hassas bir konu olduğunu belirtip ve bunun da THS'nin kurallarına aykırı olduğunu yazmanız beni şaşırttı!

Gerçi sizi pek tanımıyorum (ancak yazdığınız mesajlarınızdan biraz biliyorum), belki de şaşırmamam gerekiyor. Ama ben sizin hakkınızda olumlu düşünerek bahsettiğim mesajınızdaki o ifadeden dolayı şaşırmayı tercih ediyorum.

Bu memleketin aydınları olarak biz, böyle bir konuda, hem de ta ilk günlerinden beri dünyanın en özgür ortamı ilan edilen İnternet ortamında kendimize kısıtlama getirmeden -karşılıklı saygı kurallarına uyarak- tartışmayacağız ve fikir beyan etmeyeceğiz de kim edecek ve nerede edecek?

Kuşkusuz, bu noktada yasallık diye bir sorun ile de karşı karşıya bulunuyoruz ve kendi platformunu bize açan yayıncı arkadaşları zor durumda bırakmamak için de buna mümkün mertebe uymak durumundayız. Fakat sözkonusu konuda fikir beyan etmenin, uymamız gerektiğini söylediğim bu konu ile ne ilgisi var? Eğer bu kadarcık bir sorunda bile kendimize kısıtlama koyarsak "Sorunları tartışarak aşmak, aşamıyorsak bile hiç olmazsa görüşlerimizi yaygınlaştırmak" amacına nasıl ulaşabiliriz?

Gelelim sorunun kendisine. Buradaki sorun, belirli bir sistem çerçevesinde devlet örgütlenmesini gerçekleştirmiş olan zümrelerin belirlediği ilkelerin tamamının veya bir kısmının, başlangıçta veya süreç içerisinde devletin vatandaşlarının çoğunluğu veya önemli bir kısmı tarafından kabul görmemesi ve bu nedenle ortaya çıkan çelişkinin nasıl çözüleceğidir.

Sabah akşam, Yeni Osmanlıcı'lardan Kemalist'lere, İslamcı'lardan liberallere kadar bir yığın sosyolog, politikacı, iktisatçı, gazeteci vs. tarafından televizyon kanallarında sürekli tartışılan bu tür sorunları, lütfen biz de, hiç olmazsa bu tür platformlarda, hukuki, siyasi, ekonomik, kültürel, ideolojik vb. boyutlarıyla tartışmaktan kaçınmayalım. Bu bize zarar vermez, geriletmez; tam tersine ilerletir diye düşünüyorum.

Bu temel ve "hassas" konuyu ele alırken de, toplumumuzun tıpkı bir Alman toplumu, bir Macar toplumu, bir İran toplumu gibi sınıflı bir toplum olduğunu da unutmayalım! Bu temel özelliği unutmadan konuya yaklaşırsak daha sağlıklı tahliller yapılacağını sanıyor ve umuyorum.