Mesajı Okuyun
Old 29-01-2020, 16:48   #7
Adalet1903

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Müvekkilinizin haksızlığa uğradığı duygusunu anlıyorum ama olayların gelişiminde onun da bir çok kusuru var ne yazık ki. Örneğin:
- Aboneliklerin üzerine geçirilmemesi sözleşmeye aykırılık teşkil ediyor.
- Abonelikler ev sahibi tarafından kapatıldığında evden çıkmak yerine elektrik idaresine gitse abonelikleri açtırabileceğini öğrenecekti.
- Ev sahibinin tek taraflı "tahliye et" demesi, tahliye için yeterli değil. Tahliye etmeseydi zaten en az 1.5 yıl sürecek bir tahliye davası söz konusu olacaktı ve belki de evsahibi davayı kaybedecekti. (Zira tahliyenin BK'da belirtilen sınırlı sebeplerden birine dayanması gerekir ve bu davada birçok durumda ancak sözleşme sonunda açılabilir. Örneğin sözleşme süresinin bitmesi tahliye nedeni değildir)
- Evsahibiyle de bu kadar zıtlaşma yaşanan bir olayda tahliye edilen evin zilyetliğinin hukuken doğru ve ispatlanabilir şekilde teslim edilmemesi gerekir. Anahtarın İMZA karşılığı evsahibine verilmesi, almıyorsa mahkemece tediye mahalli tayin ettirilip oraya teslim edilmesi gerekir. Zilyetliğinizde olan bir evi, üçüncü bir kişiye (yönetici) teslim edip borcunuzun sona erdiğinden bahsedemezsiniz.

İcra mahkemesi olsun, hukuk mahkemesi olsun tüm yargı mercilerinde yazılı bir sözleşmeye karşı olan tüm iddialarınızı yazılı şekilde ispat etmekle yükümlü olacaksınız. Bu davalarda son çare olarak yemin teklifi dışında bir alternatifiniz olacağını sanmıyorum (savcılık ifadesinde anahtarın alındığına ilişkin ikrar yoksa). Ve bildiğiniz gibi bu durumda da karşı taraf gelip yemin ederse davanız reddedilir.


peki üstadım , tedbir talepli menfi tespit davasını açtıktan sonra hakimin yanına giderek durumu izah etmem uygun mudur ?

Yine yaşanan gelişmeler sonucunda müvekkilimin kira sözleşmesini önemli sebeplerle feshettiğine ilişkin savunması ne kadar kabul edilebilir ?