Mesajı Okuyun
Old 28-12-2009, 13:07   #32
GECE

 
Varsayılan

Elbette ki birer hukukçu olarak olayı irdelerken hukuku göz ardı etmek olmaz. Lakin hukuk denen olgu havada bir ibare de değildir; zira hukuku şekillendiren, hukuk normlarına ilham olan etkenlerden biri de toplumsal kanaatlerdir. Tabiki bu ifadelerden "hukuk zihniyeti sadece toplumsal kanaatin eseridir" anlayışı da çıkarılmamalı. Hukuk gerektiğinde toplumsal eğilimleri ve toplumun genel kanaatlerini gözettiği gibi; gerektiğinde toplumsal yargıları hiçe sayarak toplumu geliştirme ve dönüştürme hedefi içinde olmalıdır. Toplumumuzda bekaret hususu bir tabudur ve kadının namuslu olup olmadığı hususunda temel kriterdir (her ne kadar da bu anlayış yavaş yavaş yumuşasa da)... Bu anlayış ister istemez yargı kararlarına da yansımaktadır. Erkeğe bekaret sormak gülünç bir şey iken, hatta evlenmeden önce (hiç cinsel deneyimi olmayan erkekler) akrabaları veya arkadaşları tarafından genelevlere götürülürken; kadının bırakın biriyle birlikte olmak, birisiyle bir flört dönemi geçirmiş olması bile psikolojik ve/veya fiziksel şiddet nedeni olabiliyor. Bekaret zarı diktirmenin aldatmak mı mecburiyet mi olduğu bu sosyal gerçekler ışığında bir kez daha düşünülmelidir...