Mesajı Okuyun
Old 13-10-2006, 10:21   #13
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Atatürk'ün çarşaf giyerek kadın kılığında kaçmış olup olmadığı tartışılmalı, ve bunu yazan kişinin iddiasını belgelerle desteklenmesi istenmelidir.

Ancak toplum olarak sorunumuz Atatürk'ün böyle bir duruma düşmüş olup olmadığını tartışacak durumda bile olmamamızdır. Toplumumuzda yerleşmiş 'Atatürk' tanımı; olağan üstü yeteneklere sahip bir kahraman, hatta on kaplan gücünde bir şovalye ve doğa üstü yetenekleriyle ortalama insanlardan farklı, insanüstü bir varlık olduğu yönündedir. Bu sebeple Atatürk'ün de tıpkı diğer insanlar(yani her birimiz) gibi korkması, üzülmesi, ağlaması son derece doğal iken, toplumumuz tarafından tarışılmadan "olur mu öyle şey? O Atatürk kardeşim" tepkisini almaktadır.

Ben ileride kendi çocuğuma Atatürk'ün bu ülkenin en büyük değeri olduğunu, ancak O'nun da tıpkı bizler gibi etten, kemikten ve duygulardan meydana gelen bir insan olduğunu anlatacağım. Atatürk'ü ilahi ve ulaşılmaz bir kalıba sokmaktansa, O'nun da 9 aylık bir gebelik süreci sonunda dünyaya geldiğini, küçükken hepimiz gibi altını ıslattığını, bizler gibi acıktığında yemek yediğini, uykusu geldiğinde esnediğini, her erkek gibi sökülen pantolonunu diktirme ihtiyacı duyduğunu, en nihayetinde bizlerden farklı olmayan bir insan olduğunu anlatacağım. İşte bu mantalite oturduğu zaman toplumumuzda Atatürk ulaşılmaz, yeri doldurulmaz, eşi benzeri olmayan insan hüviyetinden çıkar ve bu ülke yeni Atatürk'ler çıkarma çabasına düşebilir. Tabi öncelikle Atatürk'ün de her insan gibi korku ile çarşaf giymiş olabileceği olasılığı üzerinde en azından tartışmalara tahamül etmek gerekir.

Saygılar