Mesajı Okuyun
Old 25-08-2005, 16:11   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

İlgili yasanın 10. madde hükmünde bankanın yükümlülüğünden bahsedilmektedir. Başka bir ifade ile süresinde ibraz edilen çekin belirtilen tutarı kadar kısmını banka talep olsun olmasın, "hesap sahibi çek keşidecisi ile kanunen yapmış olduğu varsayılan kredi sözleşmesi temelinde" hamile ödemekle zorunlu tutulmuştur.

Süresinde ibraz edildiği halde bankanın bu tutarı ödememesi halinde, çek hamilinin yasada beliritlen tutar kadar "kanundan dolayı" alacak hakkı doğmuş kabul edilir. Yani her ne kadar bankanın ödemesi çekin karşılıksızlına dayalı da olsa, hamile ödemek zorunda kaldığı tutar çekten değil, yasadan dolayıdır.

Bir mahkeme ilamına bağlı olan yahut yasaya tabi bulunan her türlü alacaklar "özel bir zamanaşımı ayrıca tanzim edilmemişse" 10 yıllık zamanaşımına tabi olur.

Kanaatimce, bankanın ödemek zorunda kaldığı yasal tutar, yasadan kaynaklanan bir alacak olmakla çekin zamanaşımı süresi ile sınırlandırılamaz.

Çünkü;

Evvela, bu ödemenin dayanağı çek değil, çeklerin ödenmesine dair "yasa" dır! bankanın ödemesi çekin ödenmemesi nedeniyle görünse de, bankaya yüklenen ödeme zorunluluğunun dayanağı yasadır...

İkinci olarak, Yasaya göre bankanın ödeme zorunluluğun temeli tek başına çek değil, çek hamili hesap sahibi ile banka arasında varsayılan yasadan kaynaklı kredi sözleşmesidir...

Ki bu nedenlede banka ödediği yasal meblağı, tıpkı bir gayrı nakdi kredi sözleşmesi varmışcasına hesabı kat ederek ihtar yoluyla ve kredi faiziyle müşterisi hesap sahibinden talep etmektedir. Ve doğal olarak bu iade talebi kredi alacaklarının tabi olduğu 10 yıllık alacak zamanaşımı kapsamındadır.

Başka deyişle hamilin bankadan talep edebileceği alacak, çek alacaklarının tabi olduğu 6 aylık zamanaşımına tabi olsaydı, bankanın da ödedikten sonra hesap sahibine rücuu 6 aylık zamanaşımına tabi olmak gerekirdi. Oysa banka kredi sözleşmesinden doğan alacak olarak istemektedir. Çünkü yasa bunu emretmiştir.


Bu konuda doğrudan bir Yargıtay kararı henüz yok ise de, bankanın ödediğini hesap sahibinden talebine dair bir yargıtay kararı vardır:

HD 11, E: 2004/014223, K: 2004/012515, Tarih: 20.12.2004

Davalı, davacı banka nezdindeki hesabından iki adet çek keşide etmiş, muhatap banka olarak davacı, karşılıksız kalan çekler nedeniyle hamile 3167 sayılı Yasa uyarınca ödediği çek bedellerine ilişkin doğan alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine, hesap kat ihtarnamesini tebliğ etmiş olup, miktarı belirli olan bu alacak bu şekilde muaccel olduktan sonra ihtiyati haciz isteminde bulunulmuştur. Bu durumda, İİK.nun 257. maddesi hükmü koşullarından biri olan alacağın muaccel olması koşulu ile alacağın ipotek ile temin edilmemesi koşulu somut olayda gerçekleşmiş olup, mahkemece, ilke olarak istemin kabulü gerekirken, talebin reddi doğru olmamıştır.

Şimdilik bu kadar yazabildim. Umarım katkısı olur.

İlgili hüküm de kolaylık olsun diye şu şekildedir:

Alıntı:
Madde 10 - (Değişik madde: 26/02/2003 - 4814 S.K./9. md.)(*)

Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.

Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.


Saygı ve sevgilerimle.