Mesajı Okuyun
Old 01-12-2013, 13:21   #7
MUNDİ1

 
Varsayılan Davalı harçtan muaf ise maktu harç alınır HGK kararı var

Alıntı:
Yazan Kemosabe
İyi günler değerli meslektaşlarım;davalısının hazine olduğu bir davada davacı davasını ıslah dilekçesi vererek ıslah etti.Davacının usule göre ıslah harcını yatırması gerekiyor.Ancak davacı hazinenin harçtan muaf olması nedeni ile ıslah harcını yatırmayacağını,nasılsa kararda yatırılan harcın kendisine iade edileceğini,boşu boşuna ıslah harcını yatıramayacağını iddia etmektedir.Hatta Yargıtay tarafından sadece ıslah harcının yatırılmamasının bozma nedeni yapılmadığını da iddia etmektedir.Bu konuda yerleşik bir uygulama var mıdır?Cevap verecek olan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 03.11.2010 tarih, Esas: 2010/10-550, Karar: 2010/561 sayılı karar Gerekçesinden:

"...maddesinde nispi harçlarda ödeme zamanı düzenlenmiş olup, aynı maddenin (a) bendinde ise, karar ve ilam harcının ödeme zamanı düzenlenmiştir. Anılan Kanunun “Karar ve İlam Harcı” başlığını taşıyan 28/1-a maddesinde aynen; “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir” hükmünü taşımaktadır (Yargıtay HGK’nın 24.03.2010 gün ve 2010/12-158 esas, 2010/178 sayılı ilamı) .
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağıgibi dava açılırken 1/4 nispi harcın alınabilmesi için, ön koşul, dava sonunda alınması gereken nispi karar ve ilam harcının bulunmasıdır.
Davalısı harçtan muaf olan davalarda, davacının davada haklı bulunması halinde davalıdan harç tahsil edilemeyeceğinden davacının yatırdığı peşin harç kendisine iade edilecek; davayı kaybetmesi halinde ise alınacak harç en fazla maktu harç miktarı kadar olacaktır.
Hal böyle olunca dava niteliği gereği nispi harca tabi olsa dahi bu özel durum gereği kararın verilmesi ile doğacak ve alınabilecek olan harçmiktarı ancakmaktu harç miktarı kadar olabileceği için başta alınacak harç miktarı da maktu harç olmalıdır. Sonuçta, davalısı harçtan muaf olan davalarda hükmedilebilecek nispi karar ve ilam harcı bulunmadığından, peşin karar ve ilam harcının alınmasına da yasal olanak bulunmamaktadır.
Eldeki davada da kural olarak nispi harca tabi olmakla birlikte davalısı harçtan muaf olduğundan dava sonunda davanın reddi halinde dahi alınması gereken harç maktu olup; alınabilecek nispi karar ve ilam harcı bulunmamakta; bu nedenle peşin harcın da 1/4 nispi harç değil sonuçta hükmedilebilecek olan maktu harç olması gerekmektedir. Bu nedenle peşin alınabilecek olan en fazla harç, maktu harç miktarıdır.
Yeri gelmiş iken şu hususunda açıklanmasında yarar vardır: Bu tür davalarda nispi karar ve ilam harcı alınmayıp; sadece davanın tamamen reddi halinde alınması gereken maktu karar ve ilam harcının alınması davayı sırf bu nedenle maktu harca tabii bir dava haline getirmemektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki, burada davanın değil, davalının özelliği sonuca etkili olup, onun harçtan muafiyetinin yarattığı özel bir hal söz konusudur.
Zira, burada davanın sonunda- kararın niteliği ne olursa olsun- alınabilecek harç en fazla davanın reddinde alınacak maktu ret harcı olduğundan bu harç peşin alınmaktadır. Bu durum dava kabul veya reddedilse bile her halükârda maktu harca tabi davalardan farklıdır. Orada yasa gereği tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre maktu karar ve ilam harcı alınmaktadır. Burada ise sadece davanın kabul veya kısmen kabulünde davalının harçtan muafiyeti nedeniyle harç alınamayacağından, sadece olası bir ret kararı nedeniyle maktu peşin harç alınmaktadır. Bunun sonucu dava esas itibariyle maktu harca tabi bir dava olmayıp yukarıda açıklanan nedenle maktu harç alındığında davanın niteliği gereği hükmedilmesi gereken avukatlık ücretine de bir etkisi olmayacak nispi harca tabi davada hangi avukatlık ücretine hükmedilecek ise yine aynı avukatlık ücretine hükmedilecektir..."