Mesajı Okuyun
Old 11-11-2006, 00:25   #6
Mustafa O.

 
Varsayılan Haczin Kaldırılması İle Tahsil Harcı Alınamaz

HACZİN KALDIRILMASINI İSTEME VEYA HACİZDEN VAZGEÇME TAHSİL ANLAMINA GELMEZ VE HACZİN KALDIRILMASI İSTENDİ DİYE TAHSİL HARCI ALINAMAZ
"Tahsilat olmadığı halde, haczin kaldırılmasının istenmesi halinde tahsil harcının alınmasına" ilişkin uygulama TAMAMEN HUKUKA VE YASAYA AYKIRIDIR. Bu yanlış uygulama bugünlerde (08.11.2006) Ankara adliyesine de geldi.
Dğerli meslektaşlarımla paylaşmak isterim ki, ben bu uygulamayı "şikayet" yolu ile çözdüm ve lehime karar alarak, benden alınan haksız tahsil harcını geri aldım. KOnuya aydınlık getirmesi amacıyla : Diğer yorumcu arkadaşlarımın bahsettiği Manisa İcra Mahkemesinin Kararının varlığı ve bu kararın Yargıtayca oanandığı da doğrudur (Manisa İTM 2003/347 Es., 2003345 K., 06.06.2003 T. - Y argıtay 12. HD 2004/3868 E., 2004/8142 K. 05.04.2004 tarihli gerekçesiz onama ilamı). Bu karar TAMAMEN YANLIŞ ve YASALARA AYKIRI bir karardır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki : HARÇLAR KANUNUNUN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
“Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin
“b) İcra Tahsil Harcı” başlık bendinde “İcra takiplerinde Tahsil Harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir. Harç alacağı icranın yerine getirilmesiyle doğar.” şeklindeki hükmü,
Yine diğer bir maddesinin, ‘İcra takibinden vazgeçme’ başlıklı 23. maddesinin
“Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır.”
Bu çerçevede Yargıtayın yukarıda Manisa İTM'nin kararını onayan kararından daha yeni tarihli kararı aynen şu şekildedir ve DOĞRU OLAN DA BUDUR :

T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/9189 Karar : 2004/13126 Tarih : 24.05.2004
ÖZET : Alacaklı asil, icra dairesine yapmış olduğu başvuruda yalnızca hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olup, takipten vazgeçtiğine ait beyanı bulunmamaktadır. 492 S. Harçlar Yasasının 23. maddesinde, takipten vazgeçilmesi halinde tahsil harcı alınacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığından icra müdürlüğünce tahsil harcı alınması doğru değildir. Ayrıca; alacağını tahsil edemeyen alacaklının yeniden haciz istemesine engel bir hal de bulunmamaktadır.
(492 sayılı Harçlar K. m. 23)
KARAR METNİ : YARGITAY İLAMI
Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı asil, icra dairesine yapmış olduğu 30.3.2004 günlü başvuruda yalnızca hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olup, takipten vazgeçtiğine ait beyanı bulunmamaktadır. 492 S. Harçlar Yasasının 23. maddesinde, takipten vazgeçilmesi halinde tahsil harcı alınacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığından icra müdürlüğünce tahsil harcı alınması doğru değildir. Ayrıca; alacağını tahsil edemeyen alacaklının yeniden haciz istemesine engel bir hal de bulunmamaktadır. İcra müdürünün anılan durumun aksine yaptığı işlem yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.05.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da, bu amaca yönelik olup ve alacaklıya tediye (veya borçlunun ödemesi alinde) sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra geri kalan miktar üzerinden hesaplanması gerekir. Çünkü alacaklıya yapılan hizmet, kendisine yapılan ödeme kadardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas: 2004/12–336 Karar: 2004/338 Tarih: 09.06.2004 tarihli kararında da belirtildiği üzere, “İcra tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında tahsil olunur. Devlet, verdiği hizmet yani yaptığı tahsilât kadar harç almayı hak etmiştir.” (YKD Ocak-2005 Sf:9)

İcra dosyasında hiçbir tahsilât olmadığı halde HACZİN kaldırılmasını istemiş olmayı 'ALACAĞIN TAHSİL EDİLDİĞİNE "KARİNE" SAYMAK' ÇOK BÜYÜK BİR HATADIR. Kanunun öngörmediği bir karine YORUM YOLU İLE GETİRİLEMEZ. İcra İflas Kanununda ve Harçlar Kanununda YORUM VEYA KIYAS YAPILAMAZ. Eğer bu duruma en küçük bir açık verilirse, şimdi yaşanılan durum gibi. Anlamsız durumlarla karşılaşılır. Anlamsız durumlara örnek olarak : Örneğin icra dosyasında iki adet ayrı hacizli mal var, bir tanesi üzerindeki haczin kaldırılması istendi ne olacak ? - Mahcuz mala ilişkin satış süreleri içerisinde satış istenmedği için haciz yasa gereği kendiliğinden düştü, kendiliğinden düşen haciz için tahsil harcı kimden alınacak ? -
Yasaların çoğu ve Hukuk mantık dışı değildir. Hukukçu veya hukukla ilgili olan veya olmak zorunda kalan serbest veya devlete bağlı olan kişilerin BİR MESELEYİ ANLAMAYA ÇALIŞIRKEN, SABİT FİKİRLİ OLMAMALARI, KENDİ HAKKANİYET DUYGULARINA GÖRE DEĞİL DE HUKUKUN ÖNGÖRDÜĞÜ HAKKANİYETE GÖRE meseleleri anlamaya çalışmalarında büyük yarar olduğu kanaatindeyim.