Mesajı Okuyun
Old 16-07-2003, 23:01   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadınlar ve ekonomi
Bu başlık altında öncelikle kadınların iş pazarına giderek daha fazla oranlarda katıldığı saptaması yapılmıştır. Kadınlar için çeşitli hak ve avantajlar içeren uluslararası iş sözleşmelerinin onaylanması ve ülkedeki yasal düzenlemelerin bunlara uydurulması, Eylem Platformunu gerçekleştirmede ulaşılması gereken bir adım olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında aile sorumlulukları yanında iş yaşantısının gerekliliklerini yerine getirmede kadınlar için eşitlik sağlayabilecek önlemler giderek daha iyi tanınmakta ve uygulanmaktadır. Örneğin doğumdan sonra annenin veya babanın doğum izni kullanabilmesi, ayrıca çocukların ihtiyaç duydukları zamanlarda yine anne veya babanın işten izin alabilmesinin sağlanması olumlu gelişmeler olarak yorumlanmaktadır. Aile ve çocuk bakımı ile ilgili hizmetlerin yaygınlaştırılması, böylece kadınların iş hayatına daha kolay atılmalarının sağlanması da önemli bir gelişme olacaktır. Kadın ve ekonomi alanındaki engeller ise şöyle sıralanmaktadır: Makro ekonomik politikaların geliştirilmesinde toplumsal cinsiyet rolüne dayalı bir bakış açısının önemi henüz geniş olarak tanınmamıştır. Ayrıca, kadınlar hala, aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden daha düşük ücret almakta, kariyerlerinde yükselmeleri daha güç olmaktadır. Bu noktada tartışılan bir diğer konu ise kadınların toprak ve diğer mallardan eşit oranlarda yararlanmaları ve mirastan eşit hak almaları ile ilgili olmuştur. Libya, Mısır ve İran gibi bazı ülkelerin temsilcileri, kadınların mirastan eşit hak almalarının şeriat yasaları ile uyum içinde olmadığını, bu nedenle ülkeleri için kabul edilemeyeceğini belirtmişlerdir. Ancak müzakereler sonucunda "mirastan eşit hak almak" ifadesi Sonuç Belgesine girmiştir.
Makro ekonomik ve sosyal gelişme politikalarına cinsiyete dayalı bakış açısının kazandırılması, cinsiyet eşitliği ve gelişme programlarına uygun bütçelerin ayrılması, ulusal düzeyde yoksulluğun ortadan kaldırılması programlarının uygulanması, sosyal koruma sistemlerinin geliştirilmesi ve kadınların iş bulmalarının kolaylaştırılması gibi önlemlerle kadın yoksulluğunun ve yoksulluğun giderek kadınlar üzerine binmesinin (feminization of poverty) önüne geçilebileceği görüşü ülkeler tarafından kabul edilmiştir.
Güçlü pozisyonlarda ve karar verme mekanizmalarında kadınlar
Oniki kritik alandan birisi olan bu konuda kadınların karar verici mekanizmalarda ve güçlü pozisyonlarda eşit olarak yer almadıkları ve bunun pek çok olumsuz etkiler doğurduğu özellikle vurgulanmıştır. Örneğin din, sanat, spor, politika, ekonomi, çevre, medya, vb. alanlarında kadınların etkili olmadığı, kadınlara geleneksel olarak atfedilen kalıplaşmış cinsiyet rollerinin ise kadınların eğitim ve kariyerlerini seçerken onlara engel olduğu vurgulanmıştır. Tüm bu faktörlerin yanında kadınların aile ve ev içindeki sorumlulukları da üst üste gelince, kariyer ve güç sahibi olmanın, pek çok kadın için ulaşılmaz bir hedef gibi göründüğü ifade edilmiştir.
Kadınlar açısından eşitliğin sağlanabilmesi için kadınların ve erkeklerin karar verici mekanizmalarda eşit oranda katılımlarının esas olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca politik partilerde ve diğer karar verici mekanizmalarda kadınlar için kotalar ayrılması ve diğer ölçülebilir hedefler konması Sonuç Belgesinde yer almıştır. Tartışmalar sırasında Türkiye, ölçülebilir hedefler yerine, "kadınlara karar verici mekanizmalar ve politik partilerde %30 oranında kota konması" gibi somut bir öneride bulunmuştur. Bu önerinin gerekçesi ise, somut olarak ifade edilmediği sürece, "ölçülebilir hedef koyma" ifadesinin uygulamaya geçirilmesinde farklı yorumlanabileceği ve engeller çıkartılabileceği görüşüdür. Bu öneri uluslararası STK tarafından çok güçlü bir şekilde desteklenmiş, ancak uzlaşmaya varılamadığı için "%30" ifadesi metinde yer almamıştır.
Kadınların politikaya katılmalarının sağlanması; daha çok kadının politik partiler aracılığıyla aday olmaya yüreklendirilmesi ve böylece kamu politikalarının belirlenmesinde kadınların pay ve katkılarının artırılması; kadınların iş sağlığının ve kadın işçilerin haklarının gözetilmesi; erkeklerin, ev ve çocuk bakım hizmetlerini kadınlarla eşit düzeyde paylaşmaya yüreklendirilmesi;, kadınların iş bulabilmeleri ve kaliteli işlerde çalışabilmeleri için politika ve programların geliştirilmesi; kadın girişimcilerin desteklenmesi; ve kadınların karar verme mekanizmalarına erkeklere denk bir düzeyde katılmaları da tartışmalar sonucu kabul edilerek Sonuç Belgesine giren yapılması gereken eylemler olarak sayılabilir. Ayrıca "eşit işe eşit ücret" yolunda olumlu adımlar atılması; kız çocuklarının bilim, matematik ve yeni teknolojiler konularında eğitilmeleri ve böylece gelişime açık ve yüksek gelirli iş sahibi olmaya yönlendirilmeleri de yapılması gerekenler arasında önemle vurgulanmıştır.
Kadınların gelişmesi için kurumsal mekanizmalar
Kurumsal mekanizmalar, Eylem Platformunun ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesinin (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women - CEDAW), uygulanması ve gelişmelerin izlenmesinde, ayrıca cinsiyet eşitliğine ulaşmada katalist rolü oynamaktadırlar. Örneğin Türkiye'de cinsiyet eşitliğini sağlamak için gelişmeleri yönlendirecek en önemli ulusal kurumsal mekanizma Kadının Statüsü ve Sorunları (KSS) Genel Müdürlüğü'dür. Ülkeler, ulusal kurumsal mekanizmalarının yeterli finansman ve insan kaynağından yoksun olduğunu bildirmişlerdir. Hükümet yapılarında cinsiyet eşitliğinin yeterince anlaşılmamış olması, güçlü bir politik irade olmaması, cinsiyet rollerindeki kalıplaşmış roller, ayrımcı tutumlar, hükümetin diğer öncelikleri ve KSS gibi kurumların ulusal hükümet yapılarında marjinalize bir konumda olmaları gibi çeşitli faktörler bu mekanizmaların etkili bir şekilde işlemesine engel olmaktadır.
Kurumsal mekanizmaların, eşitliğin hayata geçirilmesinde ne kadar önemli yerleri olduğu göz önüne alınırsa, bu mekanizmaların geliştirilmesi ve yeterli insan ve finans kaynağının sağlanmasının temel bir nokta olduğu özellikle vurgulanmıştır. Bunların yanında ulusal istatistik ofislerinde cinsiyete dayalı veriler toplanıp analizler yapılması ayrıca cinsiyetle ilgili araştırmaların yürütülmesi ve böylece politikaların cinsiyete özel bilgilere dayalı hale getirilmesi de bu konuda atılacak diğer adımları tanımlamaktadır.
Kadınların insan hakları
Kadınların insan haklarını tam anlamıyla kazanabilmeleri ve kullanabilmeleri için ülkelerin medeni yasa, ceza yasası ve aile ile ilgili kanunlarında uygun değişiklikler yapmaları, ayrıca kadınların yasal haklarının bilincinde olması ve yasaları nasıl kullanabileceklerini öğrenmeleri anlamına gelen "yasal okur yazar" (legal literacy) olmalarının sağlanması için kampanyaların düzenlenmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Ayrıca, ayrımcılığa maruz kalan veya insan hakları ihlal edilen kadınların uluslararası mahkemelere başvurmalarına olanak sağlayan CEDAW ihtiyari protokolünün 37 ülke tarafından imzalanmış olması bir başarı olarak tartışılmış, ancak genel bir kabul görmediğinden Sonuç Belgesinden çıkartılmıştır.
CEDAW 165 ülke tarafından imzalanmış veya onaylanmış olmasına rağmen, Pekin Eylem Platformunda belirtilen 2000 yılından önce bütün ülkeler tarafından onaylanarak kabul edilmesi hedefi henüz gerçekleşmemiştir. Ayrıca, hala pek çok ülkenin çekinceleri bulunmaktadır. Ülkelerin yasalarının bildirgede yazılanlarla uyumlu hale getirilmesi, bunun yanında yasalarda ayrımcılığın kaldırılması da henüz bütün ülkelerde gerçekleşmemiştir. Ayrıca bazen, yasalar var olsa bile uygulamalarda ayrımcılığa gidilebilmektedir. Ülkelerin bildirgedeki çekincelerini kaldırmaları ve bildirgeyi uygulamaları, imzalamamış olanların ise bir an önce imzalamaları tartışılmıştır.
Kadınların insan hakları ile ilgili tartışılan konulardan bir diğeri ise, kadınların ırk, dil, etnik köken, kültür, din, sakatlık veya sosyo-ekonomik sınıfları nedeniyle ya da yerel halktan, göçmen veya mülteci oldukları için çeşitli düzeylerde ayrımcılığa maruz kaldıkları ile ilgili bölümdür. JUSCANZ ve Avrupa Birliği temsilcileri bu listeye kadınların cinsel tercihleri nedeniyle de ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirten bir ifade eklemek istemiştir ve bu öneri Türkiye tarafından da desteklenmiştir. Ancak çeşitli ülkeler ayrımcılık yaratan diğer durumları kabul etmiş ve Sonuç Belgesine sokmuşken, "cinsel tercih" ifadesi Sonuç Belgesine girmemiştir.
Ulusal hükümetler düzeyinde, ayrımcılığı engelleyen ve cinsiyet rollerine duyarlı bir yasal çevre yaratılması öngörülmüştür. Bunun için, yasalardaki kadına karşı ayrımcılık yapan maddelerin en kısa süre içinde, "tercihen 2005 yılından önce" kaldırılması ve kadın ve kız çocuklarının bütün haklarını kullanabilmelerinin sağlanması kabul edilmiştir. Ülkeler, CEDAW'ın kabul edilmesi ve bildirgenin amacına ve özüne aykırı olan çekincelerin kaldırılmasını kabul etmişler, ayrıca ihtiyari protokolü imzalamayı ve uygulamayı "tekrar düşüneceklerini" ya da "gözden geçireceklerini" belirtmişlerdir. Buna rağmen ülkedeki yasaların gözden geçirilerek, CEDAW ile uyumlu hale gelecek şekilde düzenlenmesi ve ayrımcılık yaratan maddelerin kaldırılması ile ilgili paragraf, Pekin Eylem Platformunda bulunduğu halde reddedilmiş ve Pekin+5'in Sonuç Belgesinden çıkartılmıştır.

Kadınlar ve medya
Yerel, ulusal ve uluslararası kadın medya ağlarının kurulmasının, kadın gruplarının hem bilgi alışverişi yapmalarına hem de destek bulmalarına yardımcı olduğu belirtilmiştir. Medyada kadınlarla ilgili olumsuz imajlar, kalıplaşmış portreler ve pornografinin özellikle yeni teknoloji kullanımı ile giderek arttığı vurgulanmıştır. Ayrıca, özellikle gelişmekte olan ülkelerde internet gibi yeni iletişim teknolojilerine ulaşmanın kadınlar için güç olduğu vurgulanmıştır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde kadınlar ve erkeklerin üretici ve tüketici olarak eşit oranlarda yararlanmalarını sağlamak; kalıplaşmış cinsiyet rollerinin ortadan kaldırılması ve erkeklerle kadınların medyada dengeli ve hakkaniyetli portrelerinin sunulması için profesyonel kuralları yaygınlaştırmak ve kullanmak; bunun yanında medya içinde öz denetimin kurulması için özel sektördeki ortaklar ve medya ağları ile işbirliği yapmak, "kadın ve medya" başlığı altında atılması gereken adımlar olarak sıralanmıştır.
Ayrıca kadınlarla ilgili bilgilerin, araştırmaların, kadınların güçlü yanlarının ve kadınların tarihlerinin ve deneyimlerinin, insanlığın bunlardan öğrendiklerinin global olarak paylaşılabilmesi için internet de dahil yeni teknolojilerin kullanılması ortak kabul edilen bir görüştür. Özellikle kadınların tarih içindeki rollerinin ve katkılarının, bir anlamda kadınların tarihinin özel bir deneyim olarak tanınması ve kullanılması, İngilizce "herstories" sözcüğü ile ifade edilmiş ve Sonuç Belgesinde yer almıştır. Bu sözcük, feminist literatürde, tarihin aslında erkeklerin tarihini (history/ his story) anlattığını, kadınların tarih içinde görünmez olduklarını belirten görüşün bir yansımasıdır ve Sonuç Belgesinde yer alması feminist gruplar tarafından oldukça olumlu karşılanmıştır.
Kadınlar ve çevre
Kadınlarla ilgili olumlu bir gelişme olarak bazı ulusal çevre politika ve programlarına toplumsal cinsiyet bakış açısının entegre edilmiş olması gösterilmiştir. Bunun yanında cinsiyet eşitliği, yoksulluğun ortadan kaldırılması, sürdürülebilir kalkınma ve çevresel koruma arasındaki ilişkiler daha iyi tanınmış ve ülkeler gelişme stratejilerinde bir taraftan kadınlar için gelir getiren etkinlikler oluştururken diğer taraftan doğal kaynakların korunmasına yönelik önlemler almaya başlamışlardır. Ancak halen kadınların karşı karşıya oldukları çevresel risklerin ve çevresel korunmayı sağlamada cinsiyet eşitliğinin önemi hakkında kamuda tam bir bilinç oluşmamış olması bir engel olarak belirtilmiştir. Çevresel politika ve programların toplumsal cinsiyet bakış açısından yoksun olması ve kadınların çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki rolleri ve katkılarının göz önüne alınmaması ise çevre açısından endişe verici bir durumdur. Çevre politikalarının sürdürülebilir kalkınma ile birlikte ve toplumsal cinsiyet bakış açısı ile kadınların gelişmesine yardımcı olacak bir şekilde oluşturulması, gelişme yönünde önemli adımlar olacaktır.


Hacettepe Ünv. Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezi
Web Sayfasından Alınmıştır.

Metnin devamı sonraki sayfadadır.