Mesajı Okuyun
Old 31-05-2007, 13:16   #2
medenikal

 
Varsayılan

Madde 61 – Üzerinde devre mülk hakkı kurulacak yapı veya bağımsız bölümlerin ortak malikler arasında dönem süresi, devir ve teslimi ile istifade şekil ve usulleri, yöneticilerin seçimi ile hak ve sorumlulukları, büyük onarım için ayrılacak dönem, bakım masrafları gibi hususlar devre mülk sözleşmesinde belirlenir. Bu hususları içeren ve bütün hak sahiplerince imzalanan devre mülk sözleşmesi resmi senede eklenir ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilir.
Devre mülk hakkı kurulan her yapı veya bağımsız bölüm için ortak malikler, kendi aralarından veya dışardan bir gerek veya tüzelkişiyi yönetici ve kat malikleri kuruluna temsilci olarak tayin ederler. Bu Kanunun genel hükümlerine göre atanan yöneticilere devre mülk yöneticiliği ile ilgili görevler de verilebilir.


Madde 65 – Devre mülk hakkı sahiplerinin hak ve borçları, yetki ve sorumluluklarının tespit ve uyuşmazlıkların çözümlenmesinde bu Kanunda, sözleşmede veya yönetim planında hüküm bulunmayan hallerde Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer kanun hükümleri uygulanır.


Alıntı:
bir bağımsız bölümde ortalama 10 kişi malik olduğundan, hem bunların bir araya gelip tadilat konusunda bir karar alabilmeleri mümkün bulunmamakta hem de devre mülk sözleşmesi maliklerin herhangi bir tadilat yapmasını yasaklamakta ve fakat, binalar her geçen gün metruk hale doğru gitmektedir.


Sizin görüşleriniz bana mantıklı geldi.Öncelikle Kat mülkiyeti kanununda belirtildiği gibi yönetim planı ve devre mülk sözleşmesindeki maddeler esas alınacak; Sizin de belirttiğiniz gibi sözleşme tadilatları yasaklamışsa; bu halde devre mülk sahipleri nasıl tadilat yapabilecektir?

Temsilci seçtikleri gibi çoğunluk kararıyla tadilat yapmaları da yasaklanmışsa ; bu halde de iç kısımda tadilat yapmaları mümkün olmayacaktır.

Artı çoğunluktan 1 fazla oy ile iç kısımda tadilatın reddedilmesini kabul etmekte; aynı dairede oturan devre mülk sahiplerinin ,sizin ifadenizle harap olmuş,bakımsız bir yere katlanma zorunluluğunu doğurmaz mı?

Hukuk düzeni bunu korumaz kanaatindeyim.Bir dairede bir malik olsaydı belki anlaşılabilirdi.Oysaki olayımızda toplu yararlandırılmaya sunulmuş daireler söz konusudur.Ve hepsi eşit hakka sahip olduğu gibi en iyi şekilde bu mülkiyetlerinden de yaralanma hakkına sahiplerdir.