Mesajı Okuyun
Old 09-05-2009, 22:13   #1
duyurucu1

 
Rahatsiz Duyurucunun Yazıları

BÜŞRA ,ANNESİNİ DÖVDÜ!

Sabah erken saatlerde Duyurucu1 in cep telefonu çaldı.Arayan Sevinç’ti.Duyurucu1 telefonu açtı.Sevinç ağlayarak konuştu;

“Duyurucu1 abi,Büşra beni dövdü.Önce boğazımı sıktı.Sonrada bana tokat attı.”Hem konuşuyor hem de ağlıyordu.

Duyurucu1 bu haberi öğrenince tepesi attı.
“Vay.Demek dövdü ha!Demek anneye el kaldırdı ha? Bu kaçıncı be!”dedikten sonra öfkesini kontrol altına çalıştı.Ama nafile Duyurucu1’in tepesi atmıştı. Anneye,babaya kötü davrananlara karşı otomatik olarak ve doğal olarak tavır alıyor ve kan beynine çıkıyordu.

Sevinç 48 yaşında bir ayağı sakat aksayarak yürüyen yoksul ,ufak tefek bir kadın.Kocası Halil dolmuş şoförü.Babayiğit fakat sorumsuz biri.Bunlar evli iken 3 çocukları olmuş.Büşra en büyük kız.Genç irisi.Boyu 175 cm.16-17 sinde.Ev kızı.Mesleği yok.Evdeki 3 yaşındaki en küçük kardeşine bakıyor.Suat Büşra dan bir boy daha küçük 11 yaşında.Okuldaki dersleri hep zayıf.

Halil ile Sevinç son 3 yıldan beri anlaşamıyorlar.Halil bir başka kadınla birlikte yaşıyor.Ondan da bir kızı var.Birlikte yaşadığı kadının her biri bir kocadan olmak üzere iki çocuğu daha var.Ve bu çocuklarda küçük.Böylece Halil biri kendisinin ikisi başkalarının 3 çocuğa ve bir kadına bakıyor.

Kendi karısı Sevince ve kendi Üç çocuğuna bakmıyor.

Sevinçte Halilden olma üç çocuğuna bakmak,karınlarını doyurmak,onları giydirmek,kışın yağmurundan karından korumak için çalışıyor.Eve para getiriyor.Sevinç lokantada bulaşıkçılık yapıyor.Sabah 7.30 da işe başlıyor,akşam 7.30 a kadar bulaşık yıkıyor.Sigortası da yok.Günde 20.00Tl para alıyor.Akşam eve gelirken,müşterilerin yemediği ekmekleri ve gıda maddeleri artıklarını da eve ,çocuklarına getiriyor.Böylece bu artık gıda maddeleri sayesinde hemen hemen her akşam sofralarına et giriyor.Ekmek giriyor.

Büşra genç kız.Bazı özlemleri var.Başka genç kızlar gibi yaşamak istiyor.Onlar gibi giyinmek,makyaj yapmak,erkek arkadaşlar edinmek istiyor.Duyurucu1 Büşraya ve Sevince içinde bulundukları zor koşulları ve ne yapmaları gerektiğini,birbirlerine nasıl kenetlenmeleri ,nasıl özveride bulunmaları gerektiğini uzun uzun anlattı.

Ancak Büşra arada bir babasını görüyor.Onunla konuşuyor.Babası Büşrayla konuşurken hep annesi Sevinci kötülüyor.Ailenin dağılmasının sorumlusu olarak Sevinci hedef tahtası olarak gösteriyor.Gerçi Sevinçte Halili hedef tahtası olarak gösteriyor.Oğlan çocuklar 11 yaşındaki Suat ve 3 yaşındaki küçüğe babaları Halili düşman olarak lanse ediyor.Babalarını dünyanın en ahlaksız ve kendilerini bu duruma düşüren en şerefsiz adamı olarak çocuklara gösteriyor.Onların kafalarının içine nakış gibi her gün işliyor.

Halil ve Sevinç birbirlerine karşı olan hınçlarını düşmanlıklarını çocukları alet ederek hayata geçiriyorlar. Birbirlerine olan kinlerini çocukları üstünden kusuyorlar.

Büşrada dün babasının yanındaymış.Babası tarafından iyice şartlandırıldığı için sabah sudan meselelerle annesi ile kavga etmiş ve annesini dövmüş.

**
Ülkemizde boşanan yada ayrı yaşayan ailelerin bitmez tükenmez sorunlarından bir tanesidir Büşranın annesi Sevinci dövmesi.Boşanma olduktan sonra en fazla çocuklar etkileniyor.Eğer çocuğun velayeti annede ise Baba ile görüştürülmemeğe çalışılıyor.Velayet babada ise tersi oluyor.Anne ve baba karşılıklı düşmanca tavır içine girdikleri için çocukları da kendi kinleri için alet olarak kullanıyorlar.Çocukları anneye düşman yada babaya düşman olarak yetiştiriyorlar.Bu işi okumuşuda yapıyor okumamaışıda.

Bir kadın ve erkek anlaşır birlikte yaşarlarsa aile olurlar.Anlaşamazlar ise ayrılırlar.Ayrılmaları demek onların hayatları boyunca birbirlerine düşman olacakları anlamına gelmez.Ama bu düşünce teorik olarak düşüncedir.Pratikte geçerliliği yoktur.Pratikte olan Büşranın annesini dövmesidir.Büşranın anne ve baba tarafından nakış gibi karşısındakine karşı işlenmesidir.

Ancak Duyurucu1’in özellikle ve kesinlikle inandığı şudur:Çocuk anne ve babaya karşı değil dövmek,değil saygısız davranmak,anne ve baba ne yaparsa yapsın,anne ve baba ne yaparsa yapsın “öff!”demeyecek.Ana kural budur.

Şimdi bu yazıyı okuyanlar düşünsünlar.Anne ve babalarına karşı ne yapıyorlar.Sadece anneler gününde ,çiçek alıp “Anne anneler günün kutlu olsun” mu diyorlar.Yoksa bu gün çiçek alıp,hediyeler alıp onların gönüllerini almanın yanında kalan ömürlerinde annelerine ve babalarına “öff! Anne yaaa..Öff! Baba yaaa..”mı diyorlar.Ya da biraz daha ileri gidip Büşra gibi annelerini babalarını dövüyorlar mı?

**

Yarını iple çekiyorum.Yarın Pazar ve anneler günü.Annem beni bekler.Her anneler gününde kendisine hediye alacağımı bilir.”Ne zahmet ettin oğul”der.Ama eğer elim bir gün olsun dahi yanına boş gitsem bana gönül koyacağını bilirim.Üstelik sadece anneler gününde değil ben annemin yanına her varışımda elim boş gitmem.Elimde ya ya tuz vardır ya şeker,ya bir kangal sucuk vardır ya bir kilo tavuk.Ya da bir litre süt.Ya da bir somun ekmek.

Ama yarın anneler günü.Özel bir gün.Etle sütle bu iş geçiştirilmez.

Siz yarın ne yapacaksınız?Cep telefonu ile “Anne anneler günün kutlu olsun”deyip kapatacak mısınız?Yoksa ona bir hediye mi ileteceksiniz?

Anneniz başka şehirde mi?Hediye iletme imkanınız yok mu?Mazeret uydurmayın.Özel kargo şirketleri hazırladığınız hediyeyi iletiyor.

Bakın benden söylemesi;Anneler ,öyle cep telefonu ile veya mesaj ile iletilen duyuruları kabul etmiyorlar.İllada bir hediye bekliyorlar.”Ben istemem yavrum” demelerine de inanmayın .”İstemem yan cebime koy “demek istiyorlar.

“Haydi insanlar yarın anneler günü. Pamuk eller cebe.Telefonla bu iş olmaz” “Öff!”demekle,”Anne dövmekle”bu iş olmaz.