Mesajı Okuyun
Old 12-08-2007, 00:56   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Bu hususta oluşacak ihtilafa göre değerlendirilmesi gereken bir konu..

Milletvekili Seçimi Kanunu
Milletvekili seçilenlerin Yüksek Seçim Kuruluna bildirilmesi ve tutanakların verilmesi:
Madde 36 - Milletvekili seçilenler belli olur olmaz, seçilenlerin ad ve soyadları ve parti adayı iseler mensup oldukları siyasi parti, il seçim kurullarınca en seri şekilde telgrafla, ayrıca telefon veya telsiz ile seçim çevreleri de gösterilerek Yüksek Seçim Kuruluna bildirilir.
(DEĞİŞİK FIKRA 27/10/1995 - 4125/19 md.) Milletvekili seçilenlere il seçim kurulu tarafından, milletvekili seçildiklerine dair derhal bir tutanak verilir. Bu tutanaklardan iki örneği de Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına en seri vasıtayla gönderilir. (İkinci cümle İptal: Anayasa Mahkemesi'nin 18/11/1995 tarih ve E.1995/54 K.1995/59 sayılı kararı ile.) Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı tutanaklardan birini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verir.

Milletvekili Seçimi Kanunu
Adaylıktan istifa ve ölüm:
Madde 25 - Aday listelerinin kesinleştiği tarihten, oy verme günü saat 17.00'ye kadar ölüm veya istifa nedeniyle aday listelerinde meydana gelecek eksilmeler, listelerin tamamlanmasını gerektirmez. Ancak, aday listelerinde yukarıdaki nedenlerle boşalma olması halinde listedeki adaylar liste sırasına göre kaydırılmak suretiyle boşalan yerler doldurulur.

1982 Anayasası
7. Ödenek, yolluk, emeklilik ve sosyal haklar
Madde 86 - (DEĞİŞİK CÜMLE: 21/11/2001 - 4720 S.K./1. md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz. (Ek cümle: 21/11/2001 - 4720 S.K./1. md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.

Bu konuda oluşabilecek ihtilaf çeşitli olduğundan öncelikle üyelik ve üyeliğe bağlanan haklar ile milletvekili seçilmenin meclis üyeliği ile aynı şey olup olmadığını da değerlendirmek gerekir.

Seçim kanununda özellikle "milletvekili seçilenler" tabiri kullanılıyor ve bu statüde olanların, meclis üyesi olup olmadıkları veya meclis üyeliğinin nerede başlayacağı meselesi halledilmesi gerekiyor.

Çünkü görüldüğü gibi Anayasanın 86. maddesinde meclis üyeleri denilmek suretiyle, ödenek, yolluk vs. haklar üyeliğe bağlanmış.

Üyeliğin başlangıcı konusunda ne içtüzükte ne Anayasa'da açık bir hüküm yok.. Meclise kayıt yaptırmanın ise konuyla hiç bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Üyeliğin başlangıcı konusunda ipucu veren bir hüküm olarak 81. maddeyi görüyoruz.

2. Andiçme
Madde 81 - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri göreve başlarken aşağıdaki şekilde and içerler:
...
Ancak, buradaki anlam da farklı yönlere çekilebilecek türdendir. Maddenin lafzından sanki ilgili üye statüsünü elde etmiş ancak göreve başlamasının önşartı olarak yemin etmesi gerekiyormuş gibi anlaşılabileceği gibi ancak yeminden sonra üyelik statüsünün kazanıldığı da anlaşılabilir.

Bir de yukarıdaki Seçim Kanununun 25. maddesi de ilginç seçim günü saat 17:00'a kadar süre vererek, bu saate kadar gerçekleşen ölüme görüldüğü gibi bazı sonuçlar bağlıyor.. O halde bu madde bağlamında bu saat'ten sonra ölümün gerçekleşmesine de aksine sonuç bağlanarak eksilen üyenin boşluğu doldurulmayacağına göre kişinin üyelik statüsünü kazandığı da kolaylıkla savunulabilir. Bir ihtilaf vukuunda ilgili maddelerin yorumlanması ile nasıl bir sonuca varılabileceği benim için de merak konusu..

Benim görüşüm ise kişi seçilmekle bu statüye girer ve söz konusu haklardan faydalanabilir. And içme vs. işin sembolik tarafıdır. Çünkü seçim öncesinde de eğer kamuda görev yapmakta ise eski stasüsünü sonlandırmak durumundadır. Eski statüye fiilen dönme şansı olamayacağına ve yeni durumu ile ilgili statüyü de kazanamayacağı sonucuna varılırsa bu durum kişinin ailesi ve yakınları için çok ağır bir sonuç doğurur..