Mesajı Okuyun
Old 04-10-2010, 10:01   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/14-676
Karar: 2008/695
Karar Tarihi: 12.11.2008

ÖZET: Terekenin lehine olan durumlarda mirasçıların birinin de dava açabileceği öngörülmüştür. Bu durumda direnme kararının yeni düzenleme itibariyle yerinde olduğunun gözetilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 640, 702) (743 S. K. m. 581) (YHGK. 28.01.2004 T. 2004/2-13 E. 2004/43 K.) (YHGK. 10.03.2004 T. 2004/1-150 E. 2004/138 K.) (YHGK. 16.02.2005 T. 2005/8-22 E. 2005/64 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <tapu kaydında soyadı tashihi> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.12.1997 gün ve 1996/145 E.1997/509 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.04.1998 gün ve 2315 E.2875 K. sayılı ilamı ile;

(... Dava, murise ait soyadının nüfusa uygun olarak tapuya ilavesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya muvafakat etmeleri buda mümkün olmazsa terekeye tayin edilecek mümessil huzuru ile davaya bakılması gerekir.

Dosyadaki veraset belgesine göre muris Harun’un davacıdan başka mirasçısı da vardır. Bu kişinin davaya dahil edilmesi ile Medeni Kanunun 581. md.sinin hükmü yerine getirilmiş olmaz.Eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, tapu kaydında soyadı tashihi istemine ilişkindir.

Davacı, 397 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak <Ali oğlu Harun> yazılı olduğunu, taşınmazın babasına ait bulunduğunu tapu kaydına babasının soyadının Baysal olarak yazılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı Tapu İdaresi, davanın reddini cevaben bildirmiştir.

Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar, yukarıda belirtilen nedenle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; elbirliği mülkiyetine tabi terekeye ilişkin olarak açılan davalarda dava dışı mirasçının davada yer alması hususunun ne şekilde sağlanacağı noktasındadır.

Miras ortaklığı da kanundan doğan bir elbirliği mülkiyetidir. Eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 581. maddesinde ve yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesinde düzenlenmiştir. 08.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu eski Yasa döneminde uygulamada karşılaşılan bazı güçlüklerin giderilmesi için yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu nedenle MK. nun 640. maddesine dördüncü fıkra eklenmiştir. Bu hüküm, mirasçıların her birinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkan sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların yararlanmasını öngörmektedir.

Buna göre, olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir.

Somut olayda, dosya içerisindeki veraset ilamına göre, miras bırakan H... B...'ın davacı dışında bir mirasçısı daha bulunmaktadır. Her ne kadar direnme kararının verildiği 20.10.1998 tarih itibariyle eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 581. maddesindeki koşullar mahkemece yerine getirilmemişse de, yukarıda da açıklandığı üzere, 08.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640/4. maddesi <... mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır...> ve 702/4. maddesinde <...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır...> hükümleri gereğince terekenin lehine olan durumlarda mirasçıların birinin de dava açabileceği öngörülmüştür. Bu görüşümüzü Hukuk Genel Kurulu'nun 28.01.2004 tarih 2004/2-13 E., 2004/43 K.; 10.03.2004 tarih 2004/1-150 E., 2004/138 K.; 16.02.2005 tarih ve 2005/8-22 E.2005/64 K. sayılı kararları da doğrulamaktadır.

O halde mahkemenin direnme kararı yeni düzenleme itibariyle yerindedir.

Ancak, işin esasına ilişkin temyiz itirazları incelenmediğinden dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları