Mesajı Okuyun
Old 16-09-2019, 13:20   #14
Avukat75

 
Varsayılan

Merhaba üstat.

Dava arkadaşlarının davanın tarafı olduklarına ve taraf olarak HMK’da düzenlenen haklarını kullanacaklarına tabi ki bir itirazım olamaz. Ancak ben, HMK’da, ihtiyari dava arkadaşlarının birbirlerinin istinaf başvurusuna “katılma yoluyla” katılabileceklerini düzenleyen bir hüküm olmadığını düşünüyorum.

Dolayısıyla, 11 nolu mesajınızdaki “Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.” ifadesinde de belirtildiği gibi, usul hukuku hükümlerine aykırılık oluşturan bir durum yoktur, zira HMK’da düzenlenmemiş bir hakkın kullanılması da söz konusu olamaz.

TMK
“A. Hukukun uygulanması ve kaynakları
Madde 1 - Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.

Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.”

Yoksa, bir dava arkadaşının, taraf sıfatıyla kendi adına istinaf başvurusu yapabileceği tartışmasız. Ancak olayda, söz konusu davalı kendi adına istinaf süresini kaçırmıştır!

Bu durum davacı açısından usulü kazanılmış hak oluşturmakta olup, aksi yorum davacı tarafın “usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması” sonucunu doğurur.

“Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak (usuli kazanılmış hak veya usuli müktesep hak) denir.” (Prf. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ağustos 2017 basım, sayfa 533)


İhtiyari dava arkadaşları (davacı karşısında) tabi ki davanın tarafıdırlar. Ancak ihtiyari dava arkadaşları birbirlerine karşı taraf mıdırlar?

Ya da şöyle de sorabilirim; HMK 347 ve 348’de belirtilen işlemler (istinaf dilekçesinin tebliği, tebliğ edilen istinaf dilekçesine cevap verilmesi) hangi taraflar arasında yapılmak üzere düzenlenmektedir? Buradaki dilekçe verme-cevap verme işlemlerinin, aynı taraftaki dava arkadaşları arasında yapılmak üzere düzenlendiğini söyleyebilir miyiz?

Dolayısıyla, HMK md. 348’de düzenlenen “katılma yolu ile istinaf”ın, sadece davanın karşı taraflarının, birbirlerinin istinaf başvurularına katılmalarını sağlayan bir kurum olduğu konusundaki düşüncemin değişmediğini söylemek isterim.

Saygılar.