Mesajı Okuyun
Old 21-11-2012, 19:56   #3
Av. Dursun

 
Varsayılan

Aşağıda verdiğim Yargıtay kararınının işinize biraz yarayabileceğini düşünüyorum. Selamlar

(818 S. K. m. 41, 42, 45) (4721 S. K. m. 185, 186)

Dava ve Karar: Davacı H.E. vd. adlarına Av. M.Ş. tarafından, davalı A.A. aleyhine 7.3.2002 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/5/2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vasisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21.12.2006 oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Destekten yoksun kalma tazminatı, haksız fiil sonucu bir kişinin ölümü sonucunda ölenin yardımından mahrum kalanlara ödenecek bir tazminat türüdür. Kaynağını B.K.'nun 45/2 maddesi oluşturmaktadır. Bu madde hükmüne göre, <ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.>

Gerek yasalara ve uygulamalara, gerekse doktrindeki görüşlere göre <destek> ölen kişidir. Destek tazminatı alacaklıları ise sağ eş, çocuk, ana, baba, kardeş, nişanlı ve kanun ya da sözleşme ile verilmiş bir görev olmadan devamlı ve düzenli bir şekilde ölenden (destekten) yardım gören veya gelecekteki farazi olarak destek görecek kişi veya kişilerdir. Bunlar, hizmetçi, kapıcı, evlatlık resmi olmamakla birlikte fiilen evli gibi yaşayan kişiler vs. olabilir.

Ölenin destekliği, gerçek ve farazi olmak üzere iki türlüdür. Gerçek destek; ölümüne kadar başkasına fiilen, devamlı ve düzenli olarak bakan kimsedir. Farazi destek ise, ölüm olayı olmasa idi hayatın ve olayların akışı içinde gelecekte kurulması beklenen bakma ilişkisi gereğince bakması umulan kişidir.

Destekten yoksun kalma tazminatı davalarında tazminat alacaklılarını tarafların ispat yükümlülüğü yönünden desteğin yasa gereği bakma zorunluluğu altında bulunanlar ve bulunmayanlar olarak iki gruba ayırmak mümkündür.

Reşit olmayan çocuklar M.K.'nun 185/2 maddesine göre ana ve babanın, eşler ise M.K.'nun 186/3 maddesine göre diğer eşin bakma zorunluluğu altında bulunurlar. Buna karşılık reşit olan çocuk, ana, baba, kardeş, nişanlı ve kanun ya da sözleşme ile verilmiş bir görev olmadan devamlı ve düzenli bir şekilde ölenden yardım gören veya gelecekte yardım göreceği umut edilen hizmetçi, kapıcı, evlatlık vs. gibi kişiler yasalar gereği desteğin bakım sorumluluğu altında bulunmamaktadırlar. Bunun sonucu olarak bu tür davalarda, reşit olmayan çocuklar ana ve babanın, eşler ise diğer eşin kendilerine destek olacağım ispat etmek zorunda değildir. Bu kabulün aksi yanı ana babanın reşit olmayan çocuklara, eşin diğer eşe destek olmadığı veya olamayacağı iddia edilirse bu hususun ispatı davalı tarafa düşer.

Buna karşılık yasa gereği desteğin kendilerine bakma zorunluluğu olmayan yukarıda sayılan ise, açacakları destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destek ile aralarındaki bağlantıyı ölmeden önce desteğin kendilerine devamlı ve düzenli olarak ne miktarda ve ne şekilde baktığım, gelecekteki farazi destek için kendilerinin gelir durumu ile bakmakla yükümlü oldukları kişi sayısını, desteğin gelir durumu ve bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı itibarıyla kendilerine devamlı ve düzenli olarak hangi miktar ve ne şekilde bakacağım ispat etmeleri gerekir. Zira herkes iddiasını ispat etmek zorundadır şeklindeki genel hukuk prensibi yanında, B.K.'nun 42. maddesi gereğince de <zararı ispat etmek müddeiye düşer.>

Uygulamada, yasal bakım zorunluluğu altında bulunan reşit olmayan çocuklar ve eş yönünden bu konuda uyuşmazlık olmamakla birlikte, desteğin yasal bakım zorunluluğu altında bulunmayanlar (özellikle anne ve baba) yönünden ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı ve destek tazminatı gerekip gerekmediği hususlarında görüş ayrılığı vardır. Örneğin çocuğun ölümü halinde davacı olan anne ve babanın destek tazminatı alacağı hakkının ispatı aranmaksızın ölen çocuğun işsiz, evli, çocuklu, asgari ücretli veya destek tazminatı isteyen ana ve babadan daha az gelire sahip olduğu ve bir anlamda ölmeden önce anne ve babadan yardım ve destek gördüğü hallerde dahi anne ve baba lehine çocuğun destek olacağı karine olarak kabul edilerek destek tazminatına karar verebilmektedir. Bu durum ise davalının aleyhine, onun adalet duygularını sarsan sonuçlar doğurmaktadır.

Bu itibarla, mahkemece öncelikle destek tazminatı talebinde bulunan kişinin desteğin yasal bakım zorunluluğu altında bulunan veya bulunmayan kişi olup olmadığı tespit edilmeli, daha sonra desteğin yasal bakım zorunluluğu altında bulunan reşit olmayan çocuklar ve eşler yönünden aksi savunma varsa dalı taraftan, desteğin yasal bakım zorunluluğu altında bulunmayan reşit olan çocuklar, ana, baba, kardeş, nişanlı vs. davacı ise, sayılan bu davacılardan iddia ve savunmaları doğrultusunda varsa delillerini bildirmeleri bakımından süre verilmeli, deliller toplanarak varılacak sonuca göre destek tazminatına veya tazminat talebinin reddine karar verilmesi gereklidir.

Somut olayda; davacıların desteği olduğu ileri sürülen ve cinayet sonucu ölen A.E.'nin babasına ait zahire ticareti işi ve gübre bayiliğinde diğer erkek kardeşi olan S.E. ile birlikte çalıştıkları, işyeri sahibi olan baba B.E.'nin ayrıca çiftçilik yaptığı, tarlaları, dört adet dairesi, yedi adet işyerinin (dükkanının) ve arabasının olduğu, çocukları, gelinleri ve torunları ile birlikte kendi evinde oturduğu, çocuk ve torunlarına kendisinin baktığı, sağlık yönünden çalışmasına engel halinin bulunmadığı, buna karşılık ölen A.E.'nin evli ve iki çocuklu olduğu anlaşılmaktadır. Bu şartlar altında ölen A.E.'nin baba ve annesine destek olmasının mümkün olmadığı, dosyadaki zabıta araştırması sonuçlarına göre gelecekte de destek olabileceğinin kanıtlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılardan baba ve anne yönünden destek tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun kararın onanması yönündeki görüşlerine katılmıyoruz. 21.12.2006