Mesajı Okuyun
Old 20-04-2010, 17:09   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Bir zararın, trafik sigortası kapsamına girebilmesi için o zararın motorlu araç ile karayolunda meydana getirilmiş olması gerekir. KTK'nın 3'ncü maddesinde karayolu, trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Ancak, anılan Yasa'nın 2'nci maddesinde de bu kanunun karayolunda uygulanacağı hükme bağlandıktan sonra, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, patik yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerlerin, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda (anladığım kadarı ile ) sigorta şirketi , rizikonun meydana geldiği yerin karayolu olmadığını, işyeri sahası içerisinde bulunduğunu, zararın sigorta teminatı dışında olduğunu savunmaktadır. İşyeri sahasının niteliği itibariyle araç trafiği olan, sürekli yükleme ve boşaltma yapılan bir yer olup karayolu sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda da rizikonun teminat kapsamında olduğunu kabul etmek gerekir. Sigortanın bu savunması kabul görmeyecektir.
Kolay gelsin