Mesajı Okuyun
Old 14-01-2007, 07:58   #31
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Görülen Lüzum Üzerine Bir PERDE Daha

(önceki perde için bakınız :
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6040
25.mesaj ve devamı)

( Reşat Nuri Güntekin'in sadık bir okuyucusuna hitaben yazılmış ve Franz Kafka'ya ithaf edilmiştir. )

Ağır Ceza Heyeti kararı okuduğunda müdafinin omuzları öyle düşmüştü ki, cübbesi artık omuzuna tutunamayıp, ayaklarının arkasına yere yığılmıştı. Müdafinin kafasının içinde Heyet Başkanının yaşlı, yorgun sesi yankılanıp duruyordu : ‘’takdiren ve teşdiden….’’ ‘’… ağır hapisle mahkumiyetine ….‘’

Heyet aslında arka odaya görüşmek için değil, sigara içmek için çekilmişti. Dava hakkında görüşmeye ihtiyaç yoktu. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre ‘’bir kimse, başka bireylerin veya kamunun zararına eylemleri nedeniyle cezalandırılabilirdi. Ayrıca yerleşik biyolojik bulgulara göre, insan bedeninin her hangi bir organı insan bedeninin tümüne veya başka bir organına zarar verecek biçimde çalışabilirdi. Bütün bu nedenlerle, sanığın kamunun bir üyesi olması sanığın suçunu ortadan kaldırmazdı. Tıpkı gereğinden çok fazla insülin salgılayan pankreasın bütün bedeni şekersiz bırakması gibi, tıpkı çalışmayan bir böbreğin bütün bedende üreyi arttırması gibi organların da bütüne zarar verebileceği hem akıl yoluyla ulaşılacak bir mantık silsilesine, hem de ilkçağdan beri süren gözlemlerimize uygundu. ’’

Müdafi duruşmadan çıkan ilk kişi oldu. Koşar adımlarla otoparka geldi ve aceleyle arabasına bindi. Araba o daha biner binmez hızla hareket etti. Tıpkı kovboy filmlerindeki atlar gibi. Müdafi yan koltukta duran felsefe derneğinin amblemi işli olan şapkasını alıp başına geçirdi. Bu şapka kendini güçlü hissetmesine yardımcı oluyordu.

Kırmızı ışıkta duran bir arabanın solunda o da durdu. Yanında durduğu arabanın arka camında baro çıkartmasını görmüştü. Ayrıca arka camın önünde birkaç yıl önceki modellerden bir dekoder duruyordu. Yan gözle meslektaşına baktı. Direksiyondaki avukat yanındaki müvekkiline ‘’kırmızı ışıkta durulmasıyla hukuk devleti arasındaki ilişkiyi’’ anlatmakla meşguldü. Müdafi içinden gelen soruyu sormadan edemedi. Herkesle her konuda konuşacak kadar kendine güveni ve medeni cesareti vardı. Sağ cama doğru yerinden uzanarak seslendi :

- Sizin dekoderiniz var, beni anlarsınız diye soruyorum: bireyin tüm kişisel hakları ile bütünün(kamu) içinde bir unsur-organ-suje olduğunu düşünmem hatalı mı idi?

Yan arabada oturan avukat başını çevirince bakışları önce müdafinin yüzüne sonra garip işaretlerle işlenmiş şapkasına takıldı. Müvekkili ise soruyu soranı görebilmek için bir an için öne eğilip baktı; sonra arkasına yaslanıp, duyduğu soruyu aklında şöyle bir tarttı. İçinden :

- Avukatlık da zor işmiş .. diye düşündü. Ne garip sorunlarla boğuşuyorlar.…

Müdafi sağ yan cama uzanmış ısrarla yanıt bekliyordu. Şapkaya bakmaya devam eden avukat soruyu duymuş ama henüz anlayamamıştı :
- Bana sattıkları dekoder bozukmuş, diye düşündü. Bak yine işe yaramadı.

O sırada yeşil ışık yandı. Ve arkadaki sürücülerin hepsi aynı anda klaksona bastılar. Müvekkil yeni bir şey daha öğrenmişti:

- Yeşil ışıkta geçmek de hukuk devletinin bir gereğidir.